BÜYÜKŞEHİR Belediyesi, yıllar önce söz verip de açmayı bir türlü beceremediği Gençlik Parkı’nı nihayet açtı.
Parkın yeni halini henüz gidip görmedim. Belki de, içimin burulmasından korktuğum için ayaklarım gitmedi. Park ile ilgili açıklama ve yorumları, dışarıdan izledim. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış töreninde, “Nasıl Londra’da Hyde Park, Newyork’ta Central Park varsa Ankara’da da Gençlik Parkı var. Hyde Park Londra’nın, Central Park New York’un, Gençlik Parkı da Ankara’nın simgesi haline gelmiş” şeklindeki sözlerini okudum. Sonra Belediye Başkanı Melih Gökçek’in söyledikleri.. Parkın yapımına Atatürk’ün talimatı ile 1933 yılında başlandığını hatırlatan Gökçek, parkı öve öve bitirememiş. Başbakan ile Başkan’ın sözlerini alt alta koyduğunuzda, Gençlik Parkı’nın Hyde Park’ı da, Central Park’ı da sollayan bir dünya mirası olduğu izlenime kapılıyorsunuz. Devletin en tepesinin Gençlik Parkı ile ilgili bu değerlendirmelerini okuduğumda, aklıma takılan iki şey oldu.. Birincisi, manevi ve milli değeri bu kadar yüksek olan parkın yeniden yapılandırılması için ön hazırlık çalışmaları nasıl yürütüldü..? Örneğin uluslararası bir proje yarışması açıldı mı..? Parkın mimarı, Mimar Kemalettin gibi ismi tarihe altın harflerle yazılacak özel bir insan mıdır..? Mesleki kariyerinde dünya çapında hangi başarılar vardır..? Okurlarımızın da kafasına takılan sorular olmuş, elektronik posta ile göndermişler.. Gülen Hanım, dört soru yöneltmiş: 1- Işıklı Atatürk panosu nerede? 2- Havuzun heykelleri nerede? 3- Ağaçlar neden korunmamış, hepsi yaralanıp, kahverengi boya ile boyanmış? 4- Havuz etrafındaki ahşap kamelyalar ve sarmaşıklar nerede? Diğer bir okurumuz Nuran Hanım ise, Gülen Hanım gibi parkın heykellerini sormuş ve bu yazıda gördüğünüz fotoğrafı göndermiş. Benim aklıma takılan ikinci şeye gelince.. Uzun bir süre önce Atatürk üzerine araştırmalar yapan ve ismi bu alanda ün salmış dört profesörle özel sohbetimiz sırasında, söz Gençlik Parkı’ndan açılmıştı. Onların aktardığına göre, Atatürk Gençlik Parkı’nın yapılmasına karar verdiğinde, o arazinin kime ait olduğunu sormuş. Arazinin önemli bir bölümünün bir kişiye ait olduğunu öğrenince, akşam vakti sofrasına davet edilmesini emretmiş. Atatürk sofrasında, arazi sahibine Gençlik Parkı’na dair düşüncelerini anlatmış ve aniden elindeki kadehi kaldırarak şunları söylemiş: “Kadehimi, gençlik için yapılacak bu parkın arazisini bağışlamanızın şerefine kaldırıyorum” Atatürk’ün, şerefe kalkan bir kadeh rakı ile yeni Cumhuriyet’e armağan ettiği parkta, bundan böyle tek bir kadeh bile kalkmayacak. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasında, Ankara’nın en önemli simgesi olduğunu vurguladığı Gençlik Parkı artık neyi simgeleyecek bilmiyorum ama, Atatürk’ün Ankarası’nı simgelemeyeceğini düşünüyorum. Gitsem de içim acıyacak, gitmesem de..