BU hafta üyemiz Bilkenteer, ankara.sendeyolla.com’a gönderdiği yorum-haberinde oldukça hassas bir konuyu gündeme getirdi.
Yeşil otobüslerin seferlerine son verilmesinin ardından, ulaşım sıkıntısının Çayyolu’nda daha çok arttığına dikkat çeken Bilkenteer, bir başka sorunun varlığından söz ediyor. Önce Bilkenteer’in satırlarını sizlere aktaralım:
"Otobüs yetersizliğinin yanısıra bir sorun daha var ki, çalışan, hastaneye gitmesi gereken, sağlık sorunları olan, hamile ve çocuklu Çayyolu nüfusunu, ulaşımın 1 saati aştığı Çayyolu-Kızılay hattında daha da zor duruma sokmaktadır.
Bu kesim maalesef özellikle mesai bitiş saatlerinde ayakta evlerine dönmek zorunda kalmaktadırlar. Yaşlılara Türk toplumunun saygısı sonsuzdur. Fakat bazı kişiler bu saygıyı bir zorunlulukmuş gibi kendileri için kullanmakta, başkalarının haklarına ve kişiliklerine saygı göstermemektedirler.
En son 119 numaralı otobüste hamile olan genç bir kadın, kendisinin ’yaşlı’ olduğunu belirtip o yerde oturması gerektiğini savunan bir kişi tarafından hakarete uğramış ve yerinden kaldırılmıştır. Genç bir çalışan, hasta olduğunu belirttiği halde yer vermesi için oturduğu yerden kaldırılmış ve yolculuk esnasında otobüste baygınlık geçirmiştir.
Bu gibi olaylar Çayyolu otobüslerinde sıkça yaşanmaktadır. Dershaneden dönen ve 122 nolu otobüste oturacak yer bulan bir öğrenci, sanki toplum bireyi değilmiş gibi kişiliğine saygı gösterilmeden azarlanmış ve yerinden kaldırılmıştır. Yine 65 yaş üstü bir zat tarafından."
Uykuya dalma oyunu
Yıllarca Çayyolu - Kızılay hattındaki belediye otobüslerini kullandığım için, benim de yakından gözlem yapma şansına sahip olduğum bir konu bu.
Kuşak çatışmasının, koltuk çekişmesine döndüğü o otobüslerde hem yaşlı yolcuların, hem de genç yolcuların yaptıkları bir yanlışı aktarmak istiyorum öncelikle. Çok sayıda genç yolcunun, boş koltuk bulup oturdukları anda kafalarını cama yaslayıp ’uykuya dalma oyunu’ ile inecekleri durağa kadar hiç gözlerini açmadıklarına şahit oldum.
Orta yaş üzeri yolcuların ise ayakta giderken, en küçük bir sarsıntıda bile önlerindeki koltukta oturan genç insanın üzerine ’yanlışlıkla’ düştüklerini, üstelik bu yanlışlıkla düşmelerin 5 saniyede bir tekrarlandığını gördüm.
Yaşlısına saygı göstermeyen bir toplumun, insani değerler konusunda önemli eksiklikleri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Yaşlılarımıza saygı göstermenin ötesinde, hepimiz onları korumak ve kollamakla yükümlüyüz.
Ancak yaşlılarımızın da, belirli bir yaşa gelip ’ tam birey’ olmuş genç insanlara, onlara verdikleri değeri daha çok hissettirmeleri gerekiyor. Özellikle de kent yaşamında..
Karşılıklı olduğunda
Kentlinin kendi parası ile ’balık istifi’ yolculuğa zorlandığı EGO otobüslerinde, ben de başımdan geçen bir olayı paylaşmak istiyorum.
Yıllar önce bu satırlara konu olan Çayyolu otobüslerinden birisine, Necatibey Caddesi’ndeki duraktan bindim. Benim gibi çilesini çekenler, otobüse o durakta binip de bir koltuğa oturmanın neredeyse imkansız olduğunu gayet iyi bilirler.
Arka kapının yanındaki direğe tutundum ve yolculuk başladı. Çok hastaydım ve kendimi kötü hissediyordum. Hemen yanımda oturan 70 yaşlarındaki beyefendi, bir iki dakika sonra yerinden kalkıp bana koltuğunu gösterdi. Şaşkınlıkla irkildim ve kesin bir dille bu teklifi geri çevirdim. Yaşlı beyefendi ısrarlıydı, hiç iyi görünmediğimi söyledi. Bunu da yalanladım ve iyi olduğumu söyledim. Ama bir türlü ikna olmuyordu. Gözlerimin içine baktı ve şu cümleleri kurdu:
"Delikanlı, bir insanın ne kadar hasta olduğunu ya da olmadığını anlayacak yaştayım. Lütfen beni kırma. Sizler bizim geleceğimizsiniz. Bizim size ihtiyacımız var, senin ise bugün bu koltukta oturup dinlenmeye."
Saygı, sevgi, aşk.. İnsana dair hangi güzel duygu varsa, karşılıklı olduğunda çok güzel. Genciyle, yaşlısıyla..