BİR süredir Ankara ve İzmir arasında yaşanan ‘EXPO atışmalarını’, her iki kentin yöneticilerinin yaptıkları açıklamaları birlikte takip ediyoruz.
Ne yazık ki bizim milletimizin ‘mayasında’ yer alan temel içgüdü, yöneticilerin üsluplarına da fazlasıyla yansıdı. Açıklamaları dikkatle incelerseniz, yöneticilerin kendi kentlerini anlatmaktan çok diğer kenti karalamayı tercih ettiklerini göreceksiniz. Mantık şöyle..: ‘Anlatacak bir şeyin yoksa durmadan karşı tarafa saldır ki, seni ondan daha iyi zannetsinler’ Oysa her iki kentin de hem avantajları, hem dezavantajları var. Bence herkes kendi işine bakmalı..
Kim yönetiyor
EXPO tartışmalarını izlerken, dikkatim başka bir noktaya daha kaydı. Daha doğrusu ilk defa, “Bu kenti kim yönetiyor?” sorusunun yanıtı kafamı karıştırdı. Valilik, İl Özel İdaresi, İl Genel Meclisi, Büyükşehir Belediyesi, Belediye Meclisi, İl Müdürleri.. Ankara Valiliği’nin internet sitesinde, ‘Ankara İl Yöneticileri Listesi’ diye bir döküman bulunuyor. Ankara Milletvekilleri ve bazı sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ile birlikte yaklaşık 500 isim bulunuyor. Elbette bu sadece üst yönetici listesi, yani meclis üyeleri ile diğer kurullara üye kimseler bulunmuyor.
Yeni yaklaşım
Alt yapı hizmetleri, üst yapı hizmetleri, güvenliği, eğitimi, sağlığı, kısacası bir kentte yaşama dair ne varsa, hepsi ile ilgili yetkiler apayrı, paramparça.. Bir çok kesimin işine gelmeyen ve bu nedenle dillendirilmeyen bir gerçek var. Bir süre sonra mevcut sistemle, kentleri doğru biçimde yönetmek imkansız hale gelecek. Bu fotoğrafı merkezi yönetim de görüyorsa, ilerleyen dönemde yerel yönetimler ile ilgili radikal kararların ve değişikliklerin gündeme gelmesi zannediyorum sürpriz olmayacaktır. Ve bir iddiam daha var.. Bundan 50-60 yıl sonra, EXPO ile ilgili Ankara ve İzmir’de yapılan açıklamaları okuyan olursa, soracakları ilk soru “Hangi mizah dergisinden alınmış acaba..” olacaktır. Talip olunan şeye bakın, sonra bir de ortaya konulan üsluba.. Hepsinden de önemlisi, bizi yöneten insanlar kadar bir de bizi yöneten sisteme bakın.. Güleceksiniz..