Paylaş
Barış’ı bir daha öldürmek
Kadın konuşuyor... Söylediklerini bir kez daha bir kez daha tekrarlıyor. Hep aynı şeyleri söylüyor. O konuşuyor biz düşünüyoruz. O samimi değil, kesinlikle samimi değil. Onun amacı belli. Kanal kanal dolaşırken, sözüm ona büyük aşkından sözederken iddialara göre para istemeyi de ihmal etmiyor. Belli ki ‘‘küçük bir Monica Lewinsky’’ olmayı arzuluyor. (bari Monica kadar cesur ve samimi olsa) Belli ki o böyle ‘‘şöhret’’ olmayı planlıyor. Besbelli ki uzun süre bu patlama için hazırlanmış. Şimdilik ‘‘aşkım platonikti’’ diyor, sonrasında neler gelecek belli değil... En büyük bombayı belki de en çok para önerecek kanala saklıyor. O konuşuyor... Konuşuyor... Konuştukça bir şeyler zedeleniyor. Herkes kendine göre bir şeyler düşünüyor. Haksızlık bu, çünkü Barış Manço artık konuşamıyor. Sanatçı kişiliğinin yanı sıra her insan gibi onun da bir yaşamı vardı. Özel yaşamının belki de gizli kalması gereken ayrıntılarının böylesine avam bir tarzla kamuoyuna nakledilemesi, sanatıyla, başarılarıyla devleşmiş hatta ilahlahmış kişilerin çok özel yaşamlarını ağızlara sakız edilmesi hiç ‘‘ahlaklı’’ ve doğru bir davranış değil.
Herkesin yaşamında kendine bile itiraf etmek istemediği sırları olabilir... ‘‘Mükemmel’’ olmanın sınırları nereye kadar uzanabilir ki? Aslında bu olay hakkında bu kadar da yazmak istememiştim.. Demek istediğim şu: Barış Manço müziğini ve ‘‘Barış Manço kimliğini’’ seven biri olarak beni, pardon, bence ‘‘bizi’’, bu kadının söyledikleri hiç ilgilendirmiyor. Bu Barış Manço'nun şarkılarına duyduğum sevgiyi, onları dinlerken yaşadığım duygu yoğunluğunu azaltmayacak. Benim kafamda, benim hatıramdaki Barış Manço imajını da hiç değiştirmeyecek. Ve... Bence Barış Manço'yu bir kez daha ‘‘öldürmeye’’ kimsenin hakkı yok!
Not: ‘‘Kadına’’ gelince...: ‘‘Evet ben onunla birlikteydim. Onu sevmiştim. Ama nokta! Bu kadar’’ deseydi onun adını bu yazıda geçirir ve ona saygı da duyardım.
Paylaş