Paylaş
Radyo D'de (evet, ben de bu radyoda program yapıyorum) bir süredir yayınlanan bir program var... ‘‘Geçmiş Bahar Mimozaları’’. Yapımcısı ve sunucusu Hakan Eren. Pazar günleri 16.30 ile 18.00 arası yayınlanıyor. Eren her programında eski kuşak sanatçılardan bir konuk alıyor ve onun geçmişten günümüze serüvenini radyo mikrofonlarına yansıtıyor. Programı şu açıdan önemli buluyorum. Yakın müzik tarihimizin bir çok önemli müzisyen ve topluluğu hakkında ‘‘canlı’’ belge bulmak çok zor. Bizde arşivçilik olmadığı için... Bu progama katılıp hayatlarını anlatmaları, küçük anekdotları anımsatmaları ilerisi için kaynak oluşturacak. Ve bu gibi programlar sayesinde bu kaynaklar artacak. Ben Hakan'ın 3Hürel ile yaptığı ön çalışmada bulundum. Topluluk müzikal serüvenini hoş bir üslupla anlattı ve zaman zaman özel hayatına ilişkin minik anekdotlara da yer verdi. Kayıt sırasındaki ortamdan büyük keyif aldım doğrusu. Bu kayıtların gerçekten büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Böyle bir program fikrini oluşturduğu için Hakan'ı, böyle bir programa yer verdiği için radyomu kutluyorum.
‘Benimle Oynar mısın’ paylaşılamadı
Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen ve dünya müzik pazarında ‘‘tribute’’ olarak adlandırılan Bülent Ortaçgil'e saygı albümünün hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor. Eylül ayında müzik marketlerine girmesi beklenen albümü en merak edenlerden biri de benim herhalde. Düşünsenize 22 Bülent Ortaçgil bestesi, Sezen Aksu'dan Teoman'a kadar pek çok ünlü sanatçı ve topluluk tarafından yorumlanacak. Şu ana kadar 10 şarkının tamamlanmış olduğu projede Sezen Aksu ve Teoman'nın dışında Levent Yüksel, Feridun Düzağaç, Ayşegül Aldinç, Nükhet ve Neşet Ruacan, Yıldız İbrahimova, Erkan Oğur, Zuhal Olcay, Gürol Ağırbaş, Şebnem Ferah, Sibel Tüzün, Kargo ve Bulutsuzluk Özlemi gibi isimler yer alacak. Her biri farklı bir Ortaçgil bestesi seçip yorumlayan sanatçıların çoğunun Ortaçgil'in ‘‘Benimle Oynar mısın’’ ı istemişler. Bunun üzerine zor durumda kalan Ada Müzik yetkilileri bu efsanevi şarkının albümde yer alan tüm sanatçılar tarafından hep birlikte seslendirilmesine karar vermişler. Olay böylece daha da ilginç olacak. Bu zor proje başarılırsa hepimizin gönlündeki bu şarkı dev bir koro halinde seslendirilecek. Güzel değil mi?
Telif ödemek yetmiyor
Ülkemizdeki telif sorununu ne kadar gündeme getirsek azdır, çünkü ancak bu şekilde meseleyi çözümlemek adına bir şeyler yapılabilir ama, telif ödemeyi istemek de yeterli olmuyor. Geçtiğimiz günlerde olay yaratan Timur Selçuk ve genç şarkıcı Gökhan Tepe'nin ‘‘Dönülmez Akşamın Ufkundayım’’ olayı bunun en önemli örneği. Bizde nedense, ‘‘Veririm telif parasını, çözerim meseleyi’’ diyerek izin almadan beste kullanılıyor. Sonra da tatsız olaylar yaşanıyor, bir bardak suda fırtınalar koparılıyor. Ancak teliften daha önemli bir şey var, o da eser sahibinden stüdyoya girmeden önce izin almak. Gökhan Tepe olayında bu böyle olmamış. Selçuk'un iznini almadan stüdyoya girmişler, kayıt yapmışlar sonra bantı ona sunup izin vermesini istemişler. El insaf! Timur Hoca bu konuda haklı... Bu ünlü müzik adamının bir televizyon programında sarfettiği sözleri kendisine yakıştıramadım ama, Selçuk'la konuşan Yener Süsoy'un anlattıklarından sonra Hoca'nın bu tepkisinin de doğal olduğunu düşünüyorum...
Paylaş