Paylaş
Türkiye'nin yaz gündeminde nelerin olabileceğini, nelerin olmayabileceğini düşünürken, Hande Ataizi kızımız kenef penceresine sıkıştı.
Neymiş, paparazzilerden kaçıyormuş...
Vay namussuzlar!
Kızcağız burun estetiği yaptırmış, hayatından bezmiş...
Bodrum'da ‘‘umûma açık’’, epeyce de kalabalık bir bara gidip istirahate çekilmek istemiş... Paparazziler yakalamış... Kendi deyimiyle ‘‘reklam yapmıyormuş’’, bir kısım medyanın kurbanı olmuş...
Kamuoyu bölündü.
Kahrolsun paparazziler!
Kahrolsun reklam düşkünü medyatikler!
* * *
Hande Ataizi kızımızın adını, can dostum Necef Uğurlu'dan duydum.
Beş-altı yıl kadar önce, bir açık oturumda...
Betimlediydi.
‘‘Türk kadınının önünü açtı...’’
Olanca cahilliğimle, canlı yayında sorduydum.
‘‘Mecaz; anlamda mı, yoksa sahici anlamda mı?’’
Gülüştüydük.
* * *
Düz duvara tırmanan genç kızımız gündemde...
Ruh hastası birini Boğaz Köprüsü'nde kafaya alan Amerikalı turist gündemde...
Türkiye'nin başka problemi yok mu?
Meselá, CHP'nin genel sekreteri kim olacak?
Yine meselá, mali konsolidasyon olur mu?
Daha meselá, Apo'yu asalım mı, besleyelim mi?
En daha meselá, memur-emekli maaşlarından ne haber?
Bunlar Türkiye'nin yaz gündeminde yok...
Peki, ne var?
* * *
Hande düz duvara tırmandı mı, tırmanmadı mı?
Ciguli çigan mı, bulgar mı? Ciguli'nin başındaki şapka, Süleyman Bey'in Bulgaristan'da gaptırdığı şapka mı, yoksa kendisininki mi?
Alpay'la Sergen barıştı mı? Mádem barışacaktınız, niye küstünüz?
Aşk kaçamağını ele veren sprey...
* * *
Türkiye çok ilginç bir ülkedir. Yaz sıcakları bastırdı mı, herkes kendi dünyasına girer, başka her şeyi unutur.
Meclis dışı kalmış CHP'nin ne yapacağı, İMF pazarlıklarının nasıl bağlanacağı, Apo'nun asılıp asılmayacağı hiç umurunda değil...
Buna, benim kitabımda, ‘‘ortalama kültür’’ denilir.
Yine peki, bu kültüre nasıl intibak edersin?
Zor dostum zor...
Evine kapanıp Beethoven dinlersin...
Açık havaya çıkıp Müslüm Gürses dinleyip göğsüne jilet atarsın...
Bahçeye çıkıp kedi-köpek havlamalarını huşû içinde izlersin...
Nasıl gündem ama!
* * *
Yaz sıcakları başıma vurdu.
Memurlar yürüyor, emekliler yürüyor, işçiler yürüyor.
Apo'yu asalım mı, besleyelim mi?
70 milyonluk asgari ücretle ‘‘insan’’ yaşar mı?
180 milyon maaşla geçinmek zorunda olan polis, aynı maaşa kızan memurlara ne yapar?
Bunlar problem değil...
Bodrum'daki o barın penceresine Hande'nin poposu sığar mı, fazla gelip sıkışır mı?
Ciguli'nin şapkası kendisininki mi, babamızınki mi?
That is the problem...
Nasıl Shakespeare ama?
Paylaş