Paylaş
Erken seçimden hem korkarım, hem nefret ederim... Málûm, nefretin ‘‘tek yumurta ikizi’’ korkudur. Korkarım, çünkü, nefretleri, kinleri, korkuları beraberinde getirir.
Meselá, 1 Mayıs 1945 tarihli TBMM açış konuşmasında, İsmet İnönü, 1947 seçimlerinin normal zamanında yapılacağı sözünü vermişti. Demokrat Parti, paşanın sözünü senet bildi, örgütlenme çalışmalarını ağırdan aldı.
Ama, tedbirini de aldı. İki ayda, 34 il, 160 ilçe örgütünü kuruverdi.
Panikleyen CHP de seçimi erkene, 21 Temmuz 1946'ya aldı.
Karşılıklı hakaretleri Ulus gazetesinde Falih Rıfkı Atay başlattı.
‘‘Demokrat Parti, bir siyasi parti olmaktan çıkmış, nifakçıların, yıkıcıların, inkárcıların ve intikamcıların hareketi háline gelmiştir...’’
Sövüşmeler, küfürleşmeler tırmandı.
* * *
Erken seçimden korkarım, çünkü, devletin gücünü elinde tutanlar, basın sansürünü de getirir. Meselá, Falih Rıfkı Atay'ın Ulus'taki yazısına Celal Bayar'ın cevabını yayınlayan Yeni Sabah ve Gerçek gazeteleri kapatılmıştı.
* * *
Nefret ve korku bir yana, yüce meclisin yapısı ne zaman nasıl değişti ki, şimdi değişsin?
1 Eski meclislerimizin en ünlü milletvekili Buşo'ydu. ‘‘Milli mesele’’ gündeme gelince hırçınlaşır, kürsüye fırlardı. Dayak yediği gün ne dedi?
a. Sizin gibi, Müslüman mahallesinde salyangoz satmıyorum, Hıristiyan mahallesinde kandil simidi satıyorum.
b. Osmanlı Bankası ne kadar Osmanlı'ysa, ben de o kadar Osmanlı'yım.
c. Dinime küfreden bari Müslüman olsa.
d. İki dinde sünnet var, seninki hangisi?
e. Hepsi.
2Kozmidi efendi vardı eski mecliste... Saldırgandı, ağzı bozuktu, cırt-pırt láfa karışır, sataşırdı. Maliye bakanına dış borçlanmalar yüzünden ‘‘cani’’ deyince, sözünü geri alması istendi. Nasıl istendi?
a. Hatırım için lütfen sözünüzü geri alın.
b. Láfını geri al lan gávur!
c. Yedirmeyiz bu memleketi, sus lan!
d. Biraz ağır konuştunuz, tevil edin.
3Meşrûtiyet meclisinde ‘‘etnik özerklik’’ vardı. ‘‘Resmi dil Türkçedir, herkes onu konuşsun!’’ denilince, biri kalktı, ‘‘Herkes bildiği gibi konuşsun, o dilde yazsın, gazete çıkarsın!’’ dedi, dayak yedi. Kim?
a. İstanbullu Kozmidi
b. Pötürgeli Halil
c. Şırnaklı Reşo
d. Kod adı ‘‘Bahtiyar’’
4Serfiçe meb'usu Buşo efendinin ilginç bir láfı vardır: ‘‘Milli hákimiyet Türkçe dili üzerine bina edilemez!’’ Tokat mebusu İsmail efendinin ona cevabı vardır. Ne?
a. Biz Türkçe öğretelim diye uğraşıyoruz monşer.
b. Eytişimsel özdekçilikte bile dilde kosmogoni vardır.
c. Ne diyon lan.
d. Aman efendim, teveccühünüz.
5Dersim mebusu Lütfi bey, emniyette işkence yapıldığı iddiasındaydı. Sökülen tırnakları, kanlı sopaları ‘‘delil’’ olarak meclise sundu. Meclis dalgalandı. ‘‘Başka delil var mı?’’ diye soruldu. Gümülcine mebusu İsmail bey de, aldığı tıp raporunu sunmak istedi. Niye sunmadı?
a. Çok konuşmaktan adli tıp raporunu evde unuttuğu için
b. Partisinin büyükleri susmasını istediği için
c. Adli tıp raporu Fransızca yazıldığı için
d. Raporun bulunduğu çantasını kaybettiği için
CEVAPLAR: 1) e, 2) a, 3) a, 4) a, 5) c.
Paylaş