Paylaş
Bursa'ya gittiler. Kiraladıkları uçağın kuyruğuna ‘‘Atam İzindeyiz!’’ gibisinden bir bez flama asarak, Bursa üzerinde deneme uçuşu yaptılar.
Niyetleri, uzun vadeli amaçları neydi?
İki tabanca, iki pompalı tüfek, içine barut tıkıştırılmış iki piknik tüpüyle, Ankara'ya, Anıt-Kabir'e ‘‘kamikaze’’ (ölüm dalışı) yapmak...
Askeri üsten gayrı havaalanı bulunmayan Sivrihisar'da yakıt ikmali yapıp oradaki soğan tarlasından kalkarak dinsizleri yok etmek...
Böylelerine ‘‘dümbük’’ denir.
Ya öyle denir, ya ‘‘keriz’’, ya ‘‘esrarkeş’’, ya ‘‘meczup’’...
* * *
Tarım alanlarına musallat olan üç-beş cins zararlıyı öldürmekten başka işe yaramayan, kurban derilerinden nemâlanan THK'nın bile artık kullanmadığı tek pervaneli o pırpırla Anıt-Kabir'e intihar dalışı yapıp devlet büyüklerimizi öldüreceklermiş...
Dümbük, keriz, esrarkeş ve meczup sıfatları az gelir bunlara...
‘‘Gerzek’’ desem, IQ'ları düşük olanlar alınır, gocunur.
Anıt-Kabir dört katlıdır, çatısı üç metre betondur.
Devlet büyüklerine halel gelmezdi.
O zaman, yüz binlerin toplandığı bir alana dalış yapardı o eblehler...
Bir yığın genç ve güzel insan ölürdü.
* * *
Masum insanlara, habersiz-tedbirsiz hedeflere yönelen cinayetler, öteden beri, midemi bulandırır.
Sırf ‘‘terör olsun, dehşet ve korku saçılsın’’ diye, belediye otobüslerine, umûmi helâlara parça tesirli bomba koyanlardan tiksinirim.
Eski suikastçiler böyle değildi. Kendileri ölmeyi göze aldıysa, hedeflerinin üstüne ‘‘bire bir’’ giderlerdi.
Nasıl yani? El bombasını cebine koyup hedefine yaklaşır, ‘‘Elini öpeyim abicim!’’ der, pimi çekip hedefiyle beraber kendisini de havaya uçururdu.
Ölmeyi, öldürmeyi bile ucuzlattı bu zibidiler...
* * *
Son on yılın gazete arşivlerini tarıyorum...
İki katlı otobüse parça tesirli bomba bırakan iki mahlûk, ‘‘Acaba elimde patlar mı?’’ korkusunu atlattıktan sonra kaçıyor. Onların telaşından şüphelenen biletçi, oturdukları koltukların altına bakıyor, bombayı buluyor, pencereyi açıp dışarı atıyor, seksen yolcunun hayatını kurtarıyor.
Tekirdağ'da Kiraz Festivali var. Çay bahçesinin en kalabalık olduğu saatte bomba patlıyor, 10 ölü, 21 ağır, 10 hafif yaralı...
Ölenler masum, habersiz çoluk-çocuk...
* * *
Hürriyet'te, çok zaman evvel, ‘‘Nerede O Eski Suikastçiler?’’ başlıklı bir yazı yazmıştım.
İlk tepki telefondan geldiydi. ‘‘Sırada sen varsın...’’
İkinci tepki yine telefonla geldiydi. Emniyetçi bir dostumdandı: ‘‘Bizim problemimiz değil... Tek hedef gösterir, vururuz...’’
Başımın üstünde yeri vardır ikisinin...
‘‘Teke tek gelsinler, hedeflerini doğru bilsinler, tek birini götürmek için yüz kişiyi telef etmesinler...’’
* * *
Metin Kaplan'dan çıktı kamikaze fetvası...
Kendileri, Necmettin Erbakan Hocam tarafından, kırmızı pasaportla Almanya'ya gönderilen (ve orada yerleşen), boş vaktinde İslami Cemiyetler ve Cemaatler Birliği'ni kuran Cemalettin Kaplan'ın mahdûmudur.
İadesini istedi bizim Dışişleri...
‘‘İade-i mücrimin ve mübadele-i mücrimin’’ (suçluların iadesi ve değiş-tokuşu) hükümleri gereğince...
Olmaz... Çift pasaportluymuş... Yani, yarım türk, yarım alman...
Kendi vatandaşını sınır dışı etme hak ve imkânı yoktur devletlerin...
Paylaş