Türkiye'nin gündemi: Bandıra bandıra ye beni! Neremi neremi?

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Örtülü veya açık faşizmden kurtulmanın tek yolu seçimdir. Gerçi horozun erken ötenini keserler ama, erken veya geç olması fark etmez...

Seçim seçimdir.

12 Eylül cuntasından kurtulmamızı sağlayacak 1983 seçimlerinin arefesindeydik. Herkes kime oy vereceğini konuşuyor, tartışıyordu.

Ama, basına acımasız sansür vardı.

Seçim sonuçlarını etkileyecek yorumlar, tahminler, anketler yapmak yasaktı. Yapanları dolmalık kabak gibi oyuyorlardı.

Oysa, mahalle kahvelerinde, çaycılar, ocakçılar müşterilere, müşteriler birbirlerine soruyordu.

Mahkeme koridorlarında avukatlar müvekkillerine, hakimler savcılara danışıyordu.

Hastalar doktorlarına, doktorlar hastalarına danışıyordu.

Berberler ustura yapıyor, berberin usturası gırtlağında gezinen aykırı düşünceliler bile konuşuyordu.

‘‘Kime oy vereceksin?’’

Yasakmış, masakmış, kimsenin umurunda değildi.

‘‘Filancaya falancaya...’’

* * *

Seçim tahmini yapamıyorum...

Seçim sonuçlarıyla ilgili kamuoyu araştırmalarını açıklayamıyorum...

Ama, herkes konuşuyor.

Marketlerde, bakkallarda, manavlarda, lokantalarda, otobüslerde, minibüslerde, yolda giderken, emekli maaşı kuyruklarında beklerken...

Ben niye yapamıyorum bu işi?

‘‘Yassaahhh hemşehrim!’’

* * *

Mübarek cumalardan biriydi. Şu sıralarda Armutalan'da resim (veya resim benzeri bişi) yapan cumhurbaşkanımız A.K.E., radyolara, televizyonlara, belediye hoparlörlerine, tuvallere, kürsülere çıktı.

Seçimlerdeki oyunu açıkça beyan etti.

Şahsım adına bozuldum. O garnından gonuşuyorsa, ben niye susayım?

* * *

Türkiye birkaç haftadır ne konuşuyor?

Apo nerede? İki turlu seçim olsun mu, olmasın mı? Kontenjan adayları kim olacak? 28 Şubat devam eder mi? Mafya vaziyetleri ne? Sahi, Alaattin Çakıcı'nın saçları kırlaşmış, saç boyası vermiyorlar mı?

Kimse ‘‘Kime oy verelim?’’ sorusunu açıkça konuşamıyor. Yassak!

Erken seçimlere gidilirken, herkes nalıncı keseridir.

Kendine yontar. Gündemi saptırmaya çalışır.

Gonuşmasına gonuşur da, gendine göre gonuşur. Garnından gonuşur.

* * *

Kime oy vereceğimi söyleyemiyorum, yazamıyorum... Yasssak!

Türkiye'nin 12 Eylül cuntasından kurtulduğu seçimlerde, Çankaya'daki seçim sandığımızda, eşlerimizle birlikte, sevgili Uğur Mumcu ve sevgili Fikret Ünlü'yle oy kuyruğundaydık. Konuşmamız, propaganda yapmamız yasaktı.

Yasaklar delinmek içindir.

Önce konuşmaya, sonra tartışmaya, bilahare bağrışmaya başladık. Etraftaki herkes pürkulaktı.

Hayatımın hiçbir döneminde ‘‘sosyal demokrat sayılacak kadar sağda olmadığımı’’ söyledim, sinirlenenler oldu.

Özal'a oy vereceğimi beyan edince, tüyler diken diken oldu.

Derken, 12 Eylül'ün anatomisi çıkarıldı, otopsisi yapıldı.

Ben kazandım... Özal'a oy verdim... O kazandı.

Askerliğini ya ‘‘yedeksubay’’, ya ‘‘düzasker’’ olarak yapan tek 12 Eylül kalıntısı olduğu için...

* * *

Oyumu söylemiyorum... Söyleyemiyorum...

Solda kim, nerede kuvvetli görünüyorsa, oyumu ona vereceğim...

Herkes konuşsun, sesini yükseltsin! Garnından gonuşanlara ve ganun dinlemeyenlere cevap versin... Vicdan ve namusunun sesini dinlesin...



Yazarın Tüm Yazıları