Paylaş
Sarıyer kaymakamı Metin Alp'i kızağa aldılar. Kim aldı? Yalova kaymakamı mı, yoksa eşdeğer İstanbul valisi mi? Birileri aldı işte!
Adam ne yapmış? ‘‘Okulların açılması biraz ertelensin!’’ demiş...
Niye ertelenecekmiş? ‘‘Deprem paniği’’ yaşandığı için...
Herkes korkuyor. Vali korkuyor. Emniyet müdürü korkuyor.
Herkes koruma polisiyle, eskortla geziyor.
Mesut Yılmaz bilem korkuyor. Dün (18 Eylül 1999), yolum ‘‘Pet Hospital’’ (Evcil Hayvan Hastanesi) civarına düştü. Mesut Yılmaz kapı komşusudur. Polisler yolları kapattı, yarım saat bekledik...
Herkes canından korkar da, Mesut Yılmaz korkamaz mı? Korkar elbette...
İki ihtimal var.
Ya sûikastçı vurur, ya belediye itlaf ekipleri zehirler.
* * *
Metin Alp kızağa çekildi. ‘‘Okullar şimdilik açılmasın!’’ dedi diye...
Tantan tantana yapıyor. Bostancıoğlu okulları açıyor.
‘‘Korkmak’’ herkesin doğal hakkıdır. ‘‘Korunmak’’ da...
Ertesi gün deprem oldu, okullar tatil edildi. Olan kaymakama oldu.
Deprem bölgesinde yıkık mektepler olmasa, bazı daltabanlar maarifi ne güzel yönetirlerdi netekim!
* * *
Gelelim ‘‘sağlık’’ problemine...
‘‘Durmuş’’ saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.
Hükümetteki sınırlı-sorumsuz ‘‘Durmuş’’ onu bile yapmıyor, yapamıyor.
Ettiği bir ‘‘Hippocrates-Tıp Yemini’’ var. Önce yemine bakalım...
‘‘Tıp mesleğine bir üye olarak kabul edildiğim şu anda, kendi yaşamımı insanlığın hizmetine adayacağıma bütün varlığımla yemin ederim. Mesleğimi vicdan ve ağırbaşlılıkla yürüteceğim. Benim için hastalarımın sağlığı en önde gelecek. Bana verilmiş olan sırlara, hastanın ölümünden sonra bile saygı göstereceğim. Din, ulus, ırk, parti politikaları ya da toplumsal durumla ilgili değerlendirmelerin, görevimle hastamın arasına girmesine izin vermeyeceğim. Tehdit altında olsam bile insan yaşamına başlangıcından itibaren göstereceğim saygıyı sürdüreceğim ve tıbbi bilgimi insanlık yasalarına karşı gelecek şekilde kullanmayacağım...’’
* * *
Kulağıma geldi. Depremde yurt dışından gelen yardımlara karşı çıkan sağlıksızlık bakanı Osman Durmuş'a, Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Konseyi'nce ‘‘meslekten men’’ cezası verilmesi istendi.
Tam ne yaptı Durmuş?
‘‘Yabancı kanı istemiyoruz. Yunan kanı istemiyoruz. Yabancı doktor ve sağlık personeli istemiyoruz. İlaca, sahra ve gemi hastanelerine ihtiyacımız yok. Kendi hastanelerimizin yatakları boş duruyor!’’ dedi.
* * *
Dünya Tabipleri Birliği'nin 1948'de Cenevre'de yapılan 2. Genel Kurulu ve Ekim 1983'te yapılan 35. Genel Kurul'da benimsenen hekimlik ilkeleriyle çeliştiği açık... Olabilir. Yakışır.
TTB Başkanı Füsun Sayek, çok sayıda doktordan bu yönde talep geldiğini doğruladı. ‘‘Bugüne kadar depremzedelerin sağlık sorunlarının çözümüne öncelik verdiğimiz için bu konuya bakamadık. Talepleri değerlendireceğiz. Şikáyetlerde haklılık bulunursa, elbette gerekli inceleme ve soruşturma yapılır. Hatalı bulunursa da yasal mesleki yaptırım uygulanabilir. Ancak, kendisi atfedilen sözleri söylemediğini belirtiyor...’’
* * *
Yerel tabip odalarının isteğiyle TTB Yüksek Onur Konseyi, bakan Durmuş'a bir, üç, altı ay gibi sürelerle ‘‘meslekten men’’ cezaları verebilir. Doktor kökenli bir sağlık bakanı altı ay süreyle hizmetten ve meslekten yasaklanacak...
Doktorluk yapması yasaklanan biri, sağlık bakanı kalabilir mi?
Her şeyi bekliyorum bu hükümetten... Ama, bu kadarı da fazla...
Doktor kökenli olup meslekten menedilen bir sağlık bakanı...
Daha neler göreceğiz acaba?
Paylaş