Sosyal demokratlar Erdal beyi özlüyor mu acaba?

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

1955 yılının son günleri yaşanırken, Demokrat Parti'nin yarattığı ‘‘ekonomik mucize’’ son demlerini yaşıyordu. Ekonominin 1956'da berbatlaşacağı, siyasi iktidarın çamurlaşacağı anlaşılmıştı.

1956 yılının ortalarına gelindi. TBMM'nin 2 Temmuz 1956 tarihli oturumunda, dört muhalefet milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırıldı.

İbrahim Us, Sırrı Atalay, Osman Alişiroğlu ve Kamil Kırıkoğlu...

Olaylar hızlandı, ertesi yıl Osman Bölükbaşı okka altına gitti.

Sonrası mâlûm... 27 Mayıs...

* * *

DEP'lilerin dokunulmazlıkları oylanırken, sosyal demokratlar ‘‘arazi’’ olmuşlardı.

DYP'li Cemal Öztaylan meydanı boş buldu, Çiller'in duyması (ve mesajı alması) için kükredi: ‘‘Ayıp, ayıp! Ortaklığa yakışır mı bu? Ne biçim ortak bunlar? Atın gitsin...’’

SHP'li Ziya Halis oradan geçiyordu, cevap yolladı: ‘‘Size yalvaran mı var? Kim kimi ortaklıktan atacak, biraz bekle, görürsün...’’

Halis'in cinleri tepesindeydi. ‘‘Bunlarla nasıl ortak olduk Allahaşkına?’’

Erdal İnönü suskundu. Fizik bilmecesi çözüyordu. Söyleyeceğini söylemiş, ‘‘dokunulmazlıkların kaldırılması’’ konusunda muhalefet şerhini yazmıştı.

* * *

‘‘İlke ve pratik açılardan bu dokunulmazlıkların kaldırılmasının yanlış olduğuna inanıyorum. İlke açısından: Her zaman savunageldiğim bir ilke, düşünce özgürlüğünün, demokrasinin ve daha genel olarak insan yaşamının temel bir niteliği olduğudur. Bu bakımdan zararlı fikirler söylenmeden, hangi fikirlerin doğru ve yararlı olduğunun anlaşılamayacağını, bu yapılmadan sağlıklı fikirlerin toplumca içtenlikle benimsenemeyeceğini her zaman ve fırsatta öne sürdüm.

Dokunulmazlıkların kaldırılması önerilen milletvekillerinin bu fikirleri yanlıştır, zararlıdır, gerçeğe uymayan yorumlarla doludur, ama milletvekillerinin bu yanlış fikirleri söyleme olanağını ortadan kaldırırsak, bu fikirlerin yanlışlığını vatandaşlarımıza gönül rahatlığıyla kabul ettiremeyiz.

Pratik açıdan:

Hepimizin ortak amacımız olan vatanın bütünlüğünü koruma davasına bu dokunulmazlıkların kaldırılması nasıl katkı yapar? Yararları mı, zararları mı daha fazla olur? Hem kısa vadeli hem uzun vadeli bütün olası etkileri düşündüğümde zararın, yarardan daha çok olacağını görüyorum.

Mezarcı'nın birçok konuşması, başta büyük Atatürk olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranların temel fikirlerine ve amaçlarına karşı bir anlayış içinde olduğunu gösteriyor. Böyle bir anlayış benim siyasal görüşlerime taban tabana zıttır. İnanıyorum ki, toplumumuzun büyük çoğunluğunun sağlıklı değerlendirmesiyle de çelişmektedir.

Bu fikirlerin yanlışlığını göstermek milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırmakla olmaz. Atatürk ve arkadaşlarının Türkiye'de gerçekleştirdikleri devrimlerin açtığı yolda yürüyen kuşakların yılmayan çabaları, bugün ülkemizde bütün kurum ve kurullarıyla işleyen bir çağdaş demokrasiyi hayata geçirmektedirler. Böyle bir demokrasinin temel niteliklerinden biri olan düşünce özgürlüğü, tamamıyla karşısında olduğumuz fikirlerin bile söylenmesine izin vermekle kendini gösterir. Bu nedenle Mezarcı'nın dile getirdiği ters fikirler yüzünden dokunulmazlığının kaldırılmasına karşıyım...’’

* * *

Erdal beyi çok eleştirdim.

Onun sosyal demokratlığını çok eleştirdim.

Ama, özlüyorum.

Yazarın Tüm Yazıları