Kurthan Fişek: Özelleştirmenin devamı yaygın işsizliktir!

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Aklımda yanlış kalmadıysa, 1977 yılıydı. Başbakanlık Konutu'na çağrıldık. Apar-topar gittik. Çay servisini Rahşan Hanım yaptı, konuşmaları da Bülent Bey...

Dinledik. Çok güzel, çok özlü anlatıyordu.

KİT'lerin reorganizasyonu olacaksa, bunun tek yolunun ‘‘özyönetim’’ olduğunu anlattı.

‘‘Mondragon Deneyimi’’ ilgimi çok çekti.

Senin doçentlik tezin ‘‘İşçinin Yönetime Katılması’’ olacak, ‘‘Mondragon’’ denildiğinde haritada yerini bulamayacaksın...

Dört profesör, üç doçent, bir asistan vardı o toplantıda... Niye çağrıldığımızı anlayamadık... Mádem bizden iyi biliyordu, niye bizi çağırdı? Hepimiz huşû içinde dinledik, bilgilendik...

* * *

Bülent Bey o gün CHP'nin sonuncu oku olan ‘‘devletçilik’’ ilkesini anlattı. ‘‘Buna muhtacız...’’ dedi, ‘‘Türkiye'nin en önemli problemi işsizliktir...’’

22 yıl geçti aradan... Şimdi, devletçiliğin ikamesi geldi.

Bülent Bey'in o gün söylediklerini unutmam, unutamam...

Konunun uzmanlarından çok daha iyi biliyor veya bildiğini zannediyordu her şeyi...

‘‘1929 Büyük Bunalımı kapitalizmin üstüne çökmüş, burjuva düzeni iflas etmişki. Wall Street ve dolayısıyla dünya borsaları, para piyasaları çökmüştü. Gözde işadamları düz işçi bile olamayacak çaresiz hállere düşmüşlerdi. İşçinin sırtından yükselttikleri gökdelenlerin üzerinden, tepesinden atlıyorlardı...’’

* * *

Türkiye'nin tek problemi işsizliktir.

Türkiye'de ‘‘devletçilik’’ bu yüzden doğdu.

Sermayenin yapamadığını devlet yaptı.

CHP'nin altıncı okudur ‘‘devletçilik’’...

Devletçiliktir, çünkü, Türkiye'nin asıl ve tek problemi, işsizliktir.

* * *

Türkiye ekonomisinin yüzde 58-60'ı kayıt dışıdır.

Türkiye'deki işsizlik oranı yüzde 11-12'dir.

Özelleştirilen devlet kuruluşlarının işten çıkardıklarının oranı yüzde 40 civarındadır.

Peki, ‘‘özelleştirme’’ ne kazandıracak?

5-10 milyar dolarlık cukka için, işsiz sayısını sokaklara dökecek, kayıt dışı ekonomiye, kara paraya itecek...

Nasıl çözüm ammaaa?

* * *

‘‘Devletçilik’’ işsizliğin paradıydı, panzehiriydi.

Ekonomik buhran yüzünden aç-sefil kalmış insanlara ekmek kapısıydı.

Kendi çıkarını gözetmek zorunda olan işadamlarının ‘‘rantabl işletmecilik’’ aracı değildi.

* * *

‘‘Küreselleşme’’ (toparlak dipli dünya) ilginç bir söylem...

Türkiye'nin iç borçları belli, dış borç ödemeleri belli, bütçe açığı belli...

İşsizliği artıracak bir özelleştirme formülü bize ne kazandırır?

Bunu tartışmadık...

Günü kurtarabiliriz, ama, kalan sokaklar bizimdir, sayıları büsbütün artacak olan işsizlerindir.

* * *

Çalıştıkları, beraber oldukları, birlikte ürettikleri yeri çalışanlar yönetse kötü mü olur?

Özelleştirilen KİT'ler mi daha çok kár etti, yoksa çalışanlara bırakılanlar mı?

Bu muhasebeyi yapmadan, dokuzuncu ışığı kesen mi, altıncı okunu kıran mı kazançlı çıkacak?

Söylemek istemiyorum, ama, özelleştirmenin uzantısı işsizliktir.

Dolayısıyla, kayıt dışı ekonomidir.

Çalışan, üreten insanın kendi kaderine, sokaklara sahip çıkmasıdır.

Peki, aslını inkár eden nedir acaba?



Yazarın Tüm Yazıları