Paylaş
Ankara Ulus postanesinden 28.2.1999 tarihinde, A-363 numarayla atılmış bir mektup geçti elime... Üslûbu dostçaydı, nazikti.
Şöyle bitiyordu: ‘‘Son kapımız, durağımız CHP... Bizler, o kapının kapanmasına izin de vermeyiz, fırsat da vermeyiz!’’
Baştan tekrar okudum.
Giriş cümlesi beni çok duygulandırdı, düşündürdü.
‘‘Önce bir soru... CHP dışında bir sıkıntınız yok mu hocam?’’
* * *
Oturup düşündüm. Var mı, yok mu?
Galiba ‘‘YOOOOOKKK!’’
Peki, niye yok? Sadede gelelim...
* * *
Fazilet Partisi beni ilgilendirmiyor.
Kendi dertlerine düşmüşler...
İmaj yenilemeye çalışıyorlar, hem maziye, hem atiye giderken, iki arada bir derede kalıyorlar.
Erbakan Konya'dan, Kazan Bilecik'ten bağımsız olsaydı, en azından 9 eksikle gireceklerdi meclise...
YSK ı-ıhh dedi, en derin nefesi onlar aldı.
* * *
Doğruyol Partisi beni ilgilendirmiyor.
Kendisine bağlı yayın organlarında, ‘‘Prof.Dr.’’ sıfatıyla sunulan genel başkanlarının, hangi ortam ve şartlarda o sıfatı edindiğini, Faruk Bildirici açıklamıştı.
‘‘Maskeli Leydi’’ kitabında...
Ben daha fazlasını biliyorum, ama, bana ne?
DYP'nin kak sağrısına rahvan gitsin!
Seçmenleri düşünsün...
* * *
ANAP'a bir tek kere oy verdim.
1983 seçimlerinde...
‘‘Askerliklerini er veya yedeksubay kökenli olarak yapanların partisi olduğu için...’’
Fena parti de değildi aslında...
Bir basıp üç almayı beklerken, üçün birini aldıkları için...
Şimdiki vaziyetlerini seçmenleri düşünsün...
* * *
Milliyetçi Hareket Partisi...
Son seçimden bu yana, oy verme hakkını edinen 2.5 milyon yeni genç seçmen karar verecek...
Duyduklarım, öğrendiklerim doğruysa, yeni seçmen kitlesinde üçte ikiye yakın payları var.
Kaç milletvekili eder? Onlar hesaplasın...
* * *
Demokratik Sol Parti...
Duygusallığımı bağışlayın, ama, ortagenç ömrümün 22 ayını, o siyasi çizginin üst bürokratı olarak geçirdim.
Sıtkım sıyrıldı. İstifa ettim.
Dünü bilirsen, anlarsan, yarın başına gelecekleri önceden kestirirsin...
Allah saklasın, kul sakınsın!
* * *
Geliyorum baştaki soruya... Daha doğrusu, sorunun cevabına...
‘‘Evet, CHP'den başka derdim, sorunum, sıkıntım yok!’’
Kendilerine ceviz aklımca akıl vermeye çalışıyorum...
Dinlemeseler de olur.
Hayatımın hiç bir döneminde, sosyal demokrat veya demokratik sol sayılacak kadar sağda olmadım.
Ama, ‘‘Berlinguer'in İtalyası mı, Marchais'nin Fransası mı diye sorulduğunda, Türkiye'yi daha çok Fransa'ya benzetiyorum...’’
Belki Fransa bizi kendisine benzetiyor.
Neyse, kader utansın...
Oy vereceğim birilerini ciddi şekilde eleştirmem, onları ciddiye aldığım içindir.
Paylaş