Paylaş
Girdiğimiz yeni binyılın, vatana, millete, KKTC'ye, gurbetçilerimize ve Türki cumhuriyetlere hayırlı-uğurlu olmasını temenni ediyorum...
Bizi yeni binyıla taşıyacak ekonomik kararlara bakıyorum, herkes ‘‘sıcak para, taze para’’ peşinde...
Niye?
İç ve dış borçları kapatmak, düze, düzlüğe çıkmak için...
Nasıl olacak? Tek çıkar yol var.
Tuttuğunu, bulduğunu, yakaladığını ‘‘özelleştirme’’...
* * *
Ben bu filmi son iki yüzyıl boyunca birkaç kere seyretmiştim.
Osmanlı imparatorluğu ilk dış borcunu ne zaman aldı? 1854 yılında...
Niye aldı?
Ticareti serbest bırakan 1838 Baltalimanı Antlaşması sonucu piyasaya giren ithal mallarının borcu biriktiği, ödenemediği için...
1854 Kırım Savaşı'nın getirdiği askeri yüklerin altından kalkamayıp ‘‘istikraz’’ (tahvil ihracı) ihtiyacı duyduğu için...
Sonra ne oldu?
Talan ekonomisi tükenip borçlar gırtlağa dayandığı için, önce Ramazan Kararnamesi (1875) çıkartıldı, borç ödemeleri takside bağlandı.
Kesmedi, Muharrem Kararnamesi (1881) çıkarıldı. İmparatorluk hazinesi, padişahın elinden (ve haremindeki hadımağalarından) alınıp özelleştirildi.
Yani, Düyûn-u Umûmiye İdaresi'nin, yani yabancı devletlerle Galata bankerlerinin, Kapalıçarşı sarraflarının konsorsiyum ve insafına kaldık...
* * *
MGK'dan, TSK'dan, ilk, tek, önemli ve son bir ricam var.
Bu özelleştirme konusunda hassas davransınlar, dikkatli olsunlar...
‘‘Üç kuruş otuz para’’ bulabilmek için, TSK'yı bile özelleştirmeye kalkışabilir bazıları...
Geçen yüzyıldan kalma örnekler var elimizde...
* * *
Hem Osmanlı'da, hem cumhuriyette asayiş sorunları vardı. Özellikle de güneydoğumuzda, doğumuzda... Dördüncü Ordu Komutanı Müşir Zeki Paşa'nın tavsiyesiyle, orduyu özelleştirdi II. Abdülhamit...
Hamidiye Alayları'nı kurdu.
Henüz doğmamıştım, ansiklopedik bilgilere sığınmam gerek...
* * *
1905'te 4. Ordu Komutanlığı'na tanınan yetki kapsamında aşiret başkanlarına kaymakamlık, miralaylık rütbeleri ve nişanlar gönderildi. Her biri bir aşiret alayının komutanlığına atandı. Aşiret ağalarına subaylıklar verildi. Başlı başına bir alay kabul edilen her aşiret, muvazzaf ordu mensuplarına tanınan vergi bağışıklıklığından da yararlandırıldı.
Buna karşılık atlarını ve teçhizatlarını kendilerinin sağlaması öngörüldü. Aşiret bireylerinin suç işlemeleri durumunda da sivil mahkemeler yetkisiz kılındı.
Bu ayrıcalıklar nedeniyle çok sayıda Türkmen aşireti, Hamidiye Alayları'na katılmayı yeğledi. Anadolu'da kısa sürede 63 alay kuruldu. Alaylardan her birinde dört-beş bölük vardı. Karabina ve mızrakla silahlanan Hamidiye süvarileri gösterişli birlikler hálinde cirit oyunları, atış talimleri yapmaya başladılar.
Ama askerlik disiplininden yoksun olan bu süvariler sıkı savaş eğitimine ilgi duymadı. Kırsal kesimdeki baskıcı tutumlar giderek arttı. 1908'de II. Meşrutiyet ilan edilip kısmi demokrasiye geçilince, bu uygulamaya son verildi.
* * *
Devleti özelleştiriyoruz... Bürokrasiyi küçültüyoruz...
Siyasi polisi özelleştirip Mayk Hammer tipi özel magandalara yol açabiliriz... Gözümüzü karartıp TSK'yı bile özelleştirebiliriz...
Hepsi tasarruf olur, akgünlere ulaşırız...
Sıkıntım o değil...
Çok, ucuz ve kolay para bulmak için, bu kafadakiler, para matbaalarımızı özelleştirir, kalpazanlığı serbest bırakabilirler.
Yeni binyılın akgün sürprizlerine şimdiden hazırlıklı olun...
Paylaş