Kurthan Fişek: Kuş çıkacak civciv çıkacak baba çıkacak

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

SAYIN cumhurbaşkanımızın görev süresinin uzatılıp uzatılmayacağı konusundaki TBMM tartışmaları uzayınca, yazımı bir an önce yazmamı istedi arkadaşlar...

Sandıktan ne çıkar?

Gazetemiz baskıya girerken, oy ayrım ve sayım işlemleri devam ediyordu.

Sandıktan ne çıkabilir?

Her şey çıkar. Ne çıkarsa bahtına!

Ya kuş, ya civciv...

Belki de baba...

* * *

Ege'deki iki komşunun kültürleri, tarihleri, kaderleri birdir.

Biraz ‘‘lisan farkı’’ vardır. O kadarcık...

Onların ‘‘kutu’’ dediklerine, biz ‘‘sandık’’ deriz...

* * *

Efsanelere hep bakmışımdır.

Dinlemişimdir. Duymuşumdur. Hatırlamışımdır.

‘‘Efsane’’ deyip geçmeyin...

‘‘Ölümsüz tarih dersi’’ olur kendileri...

* * *

Meselá, Hesiodos'un, hem ‘‘Theogonia’’, hem ‘‘İşler ve Günler’’ adlı eserlerinde kafayı taktığı Pandora Kutusu'nu okuyorum.

Komşunun kutusu, bizim sandığımızdır.

* * *

Pandora demek bütün tanrıların armağanı demekti,

çünkü bütün Olympos'lular insanların başına belá etmişti onu.

Tanrıların babası kurunca bu düzeni,

Epimetheus'a gönderdi Pandora'yı kılavuz tanrı Hermeias'la.

Epimetheus unuttu Prometheus'un dediğini:

Zeus'tan armağan alma demişti ona Prometheus,

alırsan, ölümlüleri derde sokarsın demişti.

Armağanı aldı ve alınca anladı başına bela aldığını.

Eskiden insanoğulları bu dünyada dertlerden,

kaygılardan uzak yaşarlardı,

bilmezlerdi ölüm getiren hastalıkları.

Pandora açınca kutunun kapağını,

dağıttı insanlara acıları, dertleri.

Bir tek umut kaldı dışarı çıkmadık

kapağı açılan dert kutusundan.

Umut tam çıkacakken Pandora kapamıştı kapağı,

böyle istemişti bulutları devşiren baba Zeus.

O gün bugündür insanların başı dertte,

toprak belá doludur, deniz belá dolu,

geceler dert doludur, gündüz dert dolu,

Görüyorsun ya Zeus'un dilediğine karşı konmaz.

* * *

Bu efsanenin üç türkçesi vardır.

1 Babaya güven, gerisini merak etme sen!

2Mádem gözünü karartıp bir iş yapıyorsun, paniğe kapılma, sonuna kadar sabret!

3Pandora'nın dünkü kutusundan, bizim bugünkü sandığımızdan ne çıkar, kimse bilemez, kestiremez...

* * *

Özettir.

Sandığa girdin mi, kutuya daldın mı, dibini görmeden, sonuna kadar sabret! Orada kal!

Sandığın sonu, kutunun dibi her zaman hayırdır, selámettir.

Ferden ve şahsen yüzde 60'ımız aptal olabiliriz, ama, sandığın başında, kutunun en dibinde ‘‘kollektif dehá ve zeká’’ vardır.

Hep oldu, hep olacak!

Yazarın Tüm Yazıları