Kurthan Fişek: Kurthan Hoca yazıyor

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Futbol, 22 kişinin top tepmesi, 3 hakemin düdük öttürmesi değildir

Her şeye alıştık, ama, sporun, özellikle de futbolun kapsam, anlam, önem ve içeriği üzerinde bir türlü anlaşamadık, uzlaşamadık...

Spor, özellikle de futbol, tam olarak ne?

‘‘Dostça rekabete dayalı, estetik, teknik ve fizik bir süreç’’ mi?

Yoksa başka bir şey mi?

* * *

Dünyanın en eski, en etkili beş toplumsal kurumundan biridir spor...

Öbürleri, din, politika, kumar ve fuhuş...

On bin yıllık organize geçmişleri vardır, ama, tam ne anlama geldikleri konusunda, on kafadan bin ses çıkar. Özellikle de ‘‘spor’’ konusunda...

Asker kökenli ABD başkanı Dwight David Eisenhower vaktiyle buyurduydu: ‘‘Sporun görevi, gençleri savaşa hazırlamaktır...’’

‘‘Saldırganlık Üzerine’’ (On Aggression) kitabının yazarı Konrad Lorenz aykırı düşünür: ‘‘Sporun en önemli fonksiyonu, insanlardaki doğal saldırganlık güdüsüne barışçı boşalma imkánı vermektir. Bir ülkenin ulusal marşı çalınırken başka milletlere karşı kin, öfke ve düşmanlık duygularının uyanmadığı tek yer spor sahalarıdır...’’

Yani, hayvan da, insan da, doğuştan saldırgandır, ama, sporun ölme-öldürmeyi önleyen kuralları, bu saldırganlık güdüsüne barışçı boşalma imkánı sağlar.

Güldürme be Konrad! Fenerbahçe yenildi diye, Rüştü'yü linç etme teşebbüsü mü ‘‘barışçı boşalma’’?

Be Konrad! Vietnam Savaşı'nın en kızışık döneminde, yıllık ortalaması 12 olan ‘‘Amerikan futbolu ölümleri’’ 84'e, diz sakatlığı ameliyatları 20 binden 78 bine fırladı, seyirci sayısı ikiye katlandı.

Spor, özellikle de futbol, ekonomik sıkıntıya, sokak şiddetine endekslenmiş bir toplumun aynasıdır.

* * *

‘‘Sporun Maskesini İndiriyoruz’’ kitabını yazan Paul Hoch'a göre, ‘‘Spor, hem kitlelerin afyonu, hem şortlu-suspansuvarlı şovenizmdir...’’

Budd Schulberg değişik düşünür: ‘‘Orta Minca döneminin müreffeh Girit'inde, bundan 4 küsur bin yıl önce, koruyucu başlıklarla, pamuk dolu eldivenlerle boks yapılırdı. Kaba Romalılar, tıpkı öbür Grek sanatları gibi, yozlaştırdı, adileştirdi, gaddarlaştırdı bu sporu... Grek'lerin spor diye yaptıkları şey, Roma'da kan banyosuna dönüştü, pamuk dolu deri eldivenlerin yerini demir topmaklı, tunç mahmuzlu cesti'ler aldı...’’

Genel siyasal ortamın tüm çelişki, çirkinlik ve çürümüşlüklerini, hiç abartmadan, sadakatle yansıtan bir aynadır spor...

* * *

Portekiz'in faşist diktatörü Salazar'ın ‘‘Ülkemi tam 37 yıl 3-F'yle, fiesta, Fadıma ve futbolla yönettim...’’ demesi, komşu diktatör Franco'nun ‘‘Bana 200 bin kişilik bir uyku tulumu (Bernabeau Stadı) yapın...’’ diye kelám buyurması da ilginçtir.

Sokaklara, meydanlara dökülebilecek şiddeti, terörü, isyanı, 30-40 bin kişiyi zor alan futbol tribünlerine hapsetmek için kullandılar sporu...

* * *

Futbol ilginç ve aykırı bir spor dalıdır.

Siyasal-ekonomik gidişattan en çok etkilenen, ‘‘sokaklara dökülme potansiyeli en yüksek’’ olan genç insanları, fakir-fukarayı ‘‘kontrol edilebilir’’ tribünlere, ‘‘zararsız’’ ekranların başına hapsetme aracıdır.

Herbert Howell'ı okuyalım... ‘‘Fabrika bacalarının gölgesinde, maden kuyularında doğdu takım sporları... Ekonomik buhranla beraber, kitlesel ilgi odağı oldu. Gariban insanın kuvvetli bir takımla bütünleşmesine imkán verdiği için, moral vericiydi. Alt sınıfların insanlarınca yapıldığı için, hem umut kapısıydı, hem sınıf içi rekabeti kızıştırarak bilinç saptırması yaratıyordu. Takım sporlarının 1870'de (ilk buhran) doğmasını, 1929'da (ikinci buhran) kurumlaşmasını, bunlar olurken de en büyük teşviki sermaye çevrelerinden görmesini bu yüzden yadırgamamak gerekir...’’

* * *

Özde insancıl ve yaratıcıdır spor... Ama, gün geçmiyor, seyirci seyirciyle, sporcu sporcuyla, ikisi birden hepsiyle ve hakemlerle kanlı-bıçaklı oluyor. Spor yapılmıyor, futbol oynanmıyor.

Birikmiş kinler kusuluyor. Eşeğini dövemeyen semerini dövüyor.

Fenerbahçe yine berabere kaldı. Son şampiyonluk umudumuz söndü.

Sinirlendirmeyin lan! Dağıtırım ortalığı...

Yazarın Tüm Yazıları