Paylaş
İstanbul trafiğine iki gün giresim tuttu, bir yaşıma daha bastım... Atalarımızın buyurdukları gibi, ‘‘Öğrenmenin yaşı olmaz!’’
Kırmızı ışıkta durmuştuk. İkinci arabaydık. Önümüzde tek araba vardı.
Kırmızı ışık sarıya döndü.
En önde bulunan, ilk geçecek olan şoför, el-dil alışkanlığı olsa gerek, ‘‘Yürüsene lan hıyar, kör müsün, yeşil ışık yandı!’’ anlamına gelecek şekilde kornasına üç kere bastı.
Sonra şaşırdı, utandı. En önde olduğunu anladı.
Kornaya basacağına, gaza bassana be adam!
* * *
İstanbul trafiğinde birkaç saat kaldım. Üçlü azınlık hükümetini değerlendirdim. Yeni bir şey öğrendim.
Politikacılarımızla şoförlerimizin kaderi aynı...
‘‘Oooohhhh! Refahyol'dan kurtulduk!’’ diyen koskocaman bir kitle arkalarında konvoy oluşturmuş... En öndeler...
Gaza basacaklarına, kornaya basıyorlar.
Yüzde 5-10 puanlık memur maaşı artışı derdindeler...
Tam ‘‘davulcu pazarlığı’’...
İktisadi kerameti kendinden menkûl şeyhlerimizden Güneş Taner, memurlara verilecek ekstra zammın enflasyon hızını artıracağını söylüyor. Mehmet Keçeciler başını sallayıp onaylıyor.
Bülent Ecevit iki arada bir derede... Grubundaki maliye-iktisat uzmanlarını mı dinlesin, vicdanının sesini mi?
Hüsamettin Cindoruk arslanlar gibi... Kükrüyor.
‘‘Ya zammı verirsiniz, ya çekip gideriz!’’ diyor.
Deniz Baykal bir başka âlem... Son öğrendiğimizde, itfaiyeci kaskını da çıkarmış, başını bağlamıştı.
En güzeli ‘‘Baba’’...
Hiç gonuşmuyor. Nasıl olsa ileride ‘‘trafik polisi’’ var. Gaza basacağı yerde kornaya basıp ‘‘lüzûmsuz gürültü’’ yapanları çevirecek, o da boş şeritlerden birine geçip yoluna devam edecek...
Hazır öndeyken, kornaya basacağınıza, gaza bassanıza!
* * *
Memurun, işçinin, emeklinin sıkıntısı belli...
Ama, onlar konvoyun en arkasındalar... Korna çalsalar kim duyar?
Bilim adamlarıyla çalışanların arabaları yan yana Türkiye trafiğinde...
‘‘Memura yapılacak yüzde 5-10'luk zam, enflasyon hızını artırmaz!’’ diyorlar. Onlar kornaya bassa kaç yazar, kim takar?
Arkadaki korna ürür, kervan yürümez...
* * *
Bugün 14 Temmuz...
Siyasal konvoyun en önündekiler kendi kendilerine korna çalıyor.
Bugün 14 Temmuz...
Konvoyun en arkasındakiler, çalışanlar hem sıkıntıda, hem sokaklarda...
Bugün 14 Temmuz...
Daha ne var, ne yok? İsterseniz, ansiklopedilere bakıp bitirelim...
* * *
Bastille cezaevi 14 Temmuz 1789, akşam saat beşe doğru zaptedildi.
Bu olay, parlamento ihtilalinin halk ihtilaline dönüştüğünü gösteren bir belirtiydi.
Krallık kuvvetlerinin Paris ve Versailles çevresinde toplanması (11 Temmuz) halkı kışkırtmıştı. Haber Paris'te duyulunca iflastan korkan sarraflar borsayı kapattılar. O sırada birdenbire ortaya çıkan Camille Desmouilins gibi hatipler büyük bir katliam yapılacağını açıklıyorlardı. Kargaşa büyüdü. XIV. Louis Meydanı'nda halkın süvarilerle çarpışması, vergi dairelerinde yangın çıkartılması gibi...
Hem krala bağlı kuvvetlerden, hem haydutlardan korkan halk, 13 Temmuz'da silahlandı. 14 Temmuz sabahı İnvalides'den 32.000 tüfek alındı. İlk saldırıda halktan 100 kişi öldü. İkinci saldırıda Bastille zaptedildi.
Bastille devlet cezaevidir, devletin sembolüdür. Sokaklara yenik düştü.
1880 yılında, III. Cumhuriyet, sokağın, kalabalıkların başarısını ‘‘Ulusal Bayram Günü’’ ilan etti.
* * *
Fransa Dünya Kupası'nı kazandı. Vive la France!
Paylaş