Kaza ‘geliyorum’ demez Böylesi Türkiye'de olur

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli dönüm noktaları vardır. Meselâ, 27 Mayıs, 22 Şubat, 21 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat...

27 Mayıs'ta ilk demokratik anayasayı ve insan haklarını tanıdım...

21 Mayıs'ta Fethi Gürcan'ın idamına göztanığı olan iki gazeteciden biriydim.

12 Mart'ta bazı devlet büyüklerimizin şapgalarının ne kadar ucuza gittiğini, işkenceyi ve mapusu gördüm.

12 Eylül'de üniversitede profesördüm, kovuldum...

Askeri müdahale bu...

Ayrıcana, Türkiye burası...

Ne çıkarsa bahtına...

* * *

‘‘Türkiye burası...’’ dedim.

‘‘Ne çıkarsa bahtına...’’ dedim.

Bunları dedim de, hemen aklıma geldi.

22 Ağustos 1996 tarihli Hürriyet'te bir haber vardı.

‘‘Mısır Hava Yollarına ait bir yolcu uçağı, Atatürk Havaalanı'na iniş yaparken, yağmurdan kayganlaşan pistten çıkıp karayoluna girdi. Bir taksiye çarparak alev alan uçak, patlamadan söndürüldü...’’

Haberin devamı var.

‘‘11 mürettebat ve 120 yolcu bulunan uçakta 20 kişi yaralandı, 3 kişi kalp krizi geçirdi. Uçağın çarptığı taksideki şoför ve iki yolcu kurtuldu...’’

Okumaya devam edelim...

‘‘Kaptan pilot Şerif Yusuf, ‘Bu kaza değil... Pist çok ıslaktı, kule bana orta ıslaklıkta olduğunu söyledi, ama bu hataydı' dedi. DHMİ yetkilileri ise pilotun iddiasını reddederek, ‘Pilot piste geç tekerlek koydu, uçak da eski' dediler. Uçağın kabin görevlilerinden biri ise frenlerde sorun olduğunu belirtti...’’

* * *

Ertesi günkü Hürriyet'i okuyorum...

‘‘Atatürk Havaalanı'nda pist dışına kayan Mısır Hava Yollarına ait uçağın pilotu ile kule arasındaki konuşmalar belli oldu. Kulenin, pilotu ‘Pist ıslak' diye 4 kez uyardığı, ancak pilotun buna rağmen indiği anlaşıldı. 1 milyon dolar değerinde olan uçak hurdaya ayrıldı...’’

* * *

Herkes, piste inemeyip otoyola çıkan uçakla ilgili...

Yer mi ıslaktı? Pilot mu hatalıydı? Yoksa, uçak mı defoluydu?

Efendi efendi yolcu taşıyan taksi şoförünün psikolojisini düşündünüz mü hiç?

Yeşilköy havalimanından kazâdan az önce yolcu alan Savaş İstikamet Yılmaz dostum söyledi: ‘‘Karayolunda yolcu taşırken bana uçak çarpsa, arabadan inip ankesörlü telefondan karımı arasam, ‘Eve biraz geç geleceğim canım, uçak çarptı' desem, tek karşılık verir... ‘Yine mi içki içtin serseri herif?' diye sorar...’’

* * *

Türkiye ‘‘inanılmaz kaza’’lara gebe...

Başımıza her an tuhaf bir halt gelebilir.

Meselâ, karayolunda olanca keyfimizle seyrederken, havayolu (uçak) çarpabilir.

Çevik hareketle kurtulabiliriz bu kaza-beladan...

Ama, burası Türkiye...

Yağmurdan kaçarken dolu yakalar seni...

Araba kullanırken uçak çarpar...

Nasıl memleket ama?



Yazarın Tüm Yazıları