Paylaş
Arkadaşlar benden ‘‘idam cezası’’ konusunda yazı yazmamı istediler. Tereddüt ettim. Ben ne anlarım idam cezasından?
En son yargılandığımda, 141-142'den 10-15 sene ağır hapis istenmişti.
Birkaç da asliye-ağır cezalık hakaret dávám vardı. Hálá var.
Toplasan, çıkarsan, çarpsan, bölsen, 30-35 sene eder.
* * *
Arkadaşlar idam cezası konusunda yazı yazmam konusunda ısrar ettiler.
Hafızamı yoklayıp tazeledim...
Hayati Karaşahin'in Ankara Samanpazarı'nda asılışını gördüydüm. Ankara Ulucanlar'da Talat Aydemir'in çekilişini gören iki gazeteciden biriydim. Menderes-Polatkan-Zorlu'nun ipe gidişini gazeteci olarak izlemiştim. Deniz-Yusuf-Hüseyin asılırken, iktidardakiler zil takıp oynuyordu, ben hapisteydim... Asker emeklisi, çağdaş ressam Kenan Evren döneminde de epeyce asılan oldu, ben üniversiteden kovulup ucuz kurtulmuştum...
‘‘İdam cezası’’ konusunda ne yazılır?
Kendi kendime bu soruyu sorarken, Recai Kutan imdadıma yetişti.
Abdullah Öcalan'ın idam dosyası konusunda konuştu: ‘‘Hele meclise gelsin, kanunlar, töreler muvacehesinde icabına bakarız...’’
Harika! ‘‘Suudi Arabistan'daki İdamlar’’ konusunda yazarım...
* * *
Töreler muhteliftir.
1 Şeriatın kestiği el, kol, kelle, parmak acımaz... Bir memleketin kanunlarına uymak zorundasın... İdeolojinle tutarlı olabilmek için uyar.
Peki, ama, Avrupa-Amerika ne der?
Onlara uyum sağlamak için, Albert Camus sığınak olabilir.
2 ‘‘İdam cezası, vahşet ve barbarlığın son vestijidir. Bireysel ve kitlesel intikam duygularının somut ve hunhar ifadesidir... İdama hayır!’’
Aslında yanlış fikir değil... İnsanlığın görevi insanı yaşatmaktır.
* * *
İki ihtimal daha var. O da asmak mı, asmamak mı dersin?
3Suudi kanunlarına göre, zina yapanın pipisini, hırsızın elini, kraliyet ailesinden olmamak şartiyle uyuşturucu kaçakçılarının kellesini keseceksin...
4Popon sıkışınca, diplomatik girişimlerde bulunarak, aba altından sopa göstererek, infazları askıya aldıracaksın...
* * *
Bu sonuncu seçenek FP'ye uyar.
Yakın tarihte emsali vardır.
Suudi Arabistan'a en yakın, Saddam'a en uzak bir devletin başkanı Bill Clinton'dan ‘‘arabuluculuk’’ ricasında bulunulduydu.
Clinton da, ceváben, Fahd'ı aramış, karşı teklif sunmuştu.
‘‘Saddam'ın kızları, damatları, kaynanası, eniştesi, baldızları, hatta oğlu Ürdün'e kaçmış... İncirlik bizim için çok önemlidir, ama, Türkiye'nin ne yapacağı pek belli olmaz... Ben İncirlik'ten Irak'ı vurayım, sen de oradaki 40-50 kişiyi asma, bırak...’’
* * *
Apo'nun idamı konusunda FP'nin yan çizmesine akıl-sır erdiremiyorum...
Hükümet ortaklarını birbirine düşürüp koalisyonu dağıtmak için elinden geleni yaptığı, çöpçü balığı gibi marjinal oyları toplamaya çalıştığı besbelli...
Bugüne kadar, ‘‘Kürt Meselesi’’ konusunda hiçbir tutarlı tavır koymadılar, yan çizdiler.
‘‘Apo'nun İdamı’’ konusunda da aynı oportünizmi tekrarlıyorlar.
* * *
Son söz yine bana kaldı.
Bütün barbarlığına rağmen, idam cezasına değil, kerameti kendinden menkûl cellatlara karşı olduğumu hep söyledim. Cellatlardan intikam almanın başkaca yolu yok gibime geliyor netekim...
Ama, TBMM'de asılma sırası bekleyen 57 + 1 = 58 idam dosyası var.
FP'liler onu unutmasın... Sıraya koyup onları da mı asacaklar?
Bütün hesapları, 127 (mhp) + 106 (fp) + 85 (dyp) = 318
Hesapları buysa, unutmasınlar, mühendis taifesinin aritmetiğinden kimseye hayır gelmedi bu güzelim memlekette...
Paylaş