Paylaş
Türkiye'nin gündemi yine değişti. Ne güzel eğleniyor, dinleniyorduk. Refah Partisi'nin temsil ettiği rivâyet olunan ‘‘kâbus'' bitmiş, onun yerine, yirmi yıl aradan sonra ‘‘üçte-birlik akgünler'' gelmişti.
Rahattık hepimiz... Huzurluyduk... Mutluyduk...
Derken, telefonlarımız çaldı. Açtık...
Tuhaf, alışılmadık, kulakları rahatsız eden, uğultuyla karışık bir cızırtı... Telefonlarımız dinleniyormuş meğerse...
Bizimle yetinilse iyi...
Hem cumbabanın, hem genkurbaşın telefonları dinleniyormuş...
Kim dinliyormuş? Onbaşının biri...
Kimin emriyle? Üst düzey bir emniyet görevlisinin talimatıyla...
Dinleyen gariban kim? Askerliğini kripto onbaşısı olarak yapan ‘‘bir polis memuru...''
Dinleten kim? ‘‘Kalın, üst düzey biri...''
* * *
Türkiye'de her şeyin, ama istisnasız, her şeyin, suyu, cılkı ve boku çıktı. Askerin polisi, polisin askeri dinlemesi, dünyanın her yerinde, faşizmin başlangıcıdır.
Hitler Almanyası'nda da böyle olduydu.
* * *
Meral Akşener'e kızamıyorum... Çok küçük yaşta ‘‘simitçi fırınında çıraklık yaptığını'' belgeledi, ‘‘simitçi emeklisi'' maaşı istiyor.
Tansu Çiller'e kızmıyorum. Kızamıyorum.
Görüp görebileceği mürüvveti gördü.
Özer Çiller'e hiç öfkelenmiyorum. Baron Rothschild'in ölümsüz sözleriyle, ‘‘Zengin olmanın yolu iflas etmektir...''
İstanbul Bankası batmasaydı, o aileden kalma 40 bin lirayı 40 trilyona zor çevirirdi.
Garip bir hava sezinliyorum Türkiye'de...
Duyum (istihbarat) değil, sezgi (hislenme)...
Askeri üst yetkililer, Refah Partisi'ne eskisi kadar ‘‘soğuk'' bakmıyor. Mübarekler, ‘‘kader kurbanı''...
Refah Partisi de bunun bilincinde... Cihet-i askeriyeye fazla ses çıkarmıyorlar. Ben de olsam çıkarmam! Oy aldığım sandıkların yüzde 54'ü jandarma bölgesindeyse, boğaz pastili alır, susarım...
Askeri üst yetkililer, onbaşısından orgeneraline kadar, Çiller'i sevmiyor.
Polisi kullanıp askeri dinletmiş...
Kime dinletmiş?
Simitçi emeklisinin polis örgütüne...
‘‘Askerlik'' yapan kaç namuslu polisin başını yaktıklarının farkında değiller... Ayrıca, umurlarında da değil...
İşin komiği, Çiller-Uçuran-Akşener ekürisinin bu yaptıklarının farkında olmayan tek ‘‘yapı'' var.
Refah Partisi...
Neleri örtbas ettiklerini yeni anlıyorlar.
* * *
Refah Partisi çok-eşliliği savunan bir ideolojiden gelebilir.
Ama, iki tanesinin belâsını gördüler.
Dört tanesiyle rezil-maskara olabilirlerdi.
Son pişmanlığın fayda etmediğini öğrendiler.
Zor yoldan öğrendiler.
Son tesbitlerime göre, Anayasa Mahkemesi'ndeki oy dengesi, kapatmadan yana, ‘‘11 - 3 = 8''di.
Paylaş