Paylaş
İtalya'nın askeri tarihi, Fransa'nınkine çok benzer... Afra-tafrası çoktur, başarısı azdır. Hatırladığım doğruysa, en son zaferlerini, Almanya'dan ithal edilen messerschmidt savaş uçaklarına, ok ve mızrakla mukabele eden Habeşli'lere karşı kazanmışlardı.
‘‘Siper Savaşı’’ gerektiğinde, hele ‘‘taarruz vakti’’ geldiğinde, pek başarılı olamazlardı.
Bir fıkra geldi aklıma...
* * *
Taarruza geçilecek... Elbette zayiat olacak...
Yüzbaşı Pietro fırlamış ayağa... Son derece hamasi bir nutuk atmış...
‘‘Sezar'ların, Neron'ların Roma'sı sizden zafer bekliyor. Gün şan günüdür, şeref günüdür, gerekirse ölme günüdür...’’
Siperlerde tam-siper yatan erlerde hüngürtü, gözyaşı...
Herkes duygulu... Kılıçlar kınlarından çıkmış, şangırdıyor.
Bu ‘‘fevkalade vatansever’’ sahneyi gören, yaşayan, duygulanan Yüzbaşı Pietro ayağa fırlamış, kılıcını kınından çekmiş, haykırmış...
‘‘Avanti’’... Yani, bizim dilimizde, ‘‘İleriii!’’...
Elli metre kadar gitmiş, duralamış, arkasına bakmış...
Herkes hâlâ tam-siper...
Ama, herkes alkış tutuyor, bağırıyor...
‘‘Bravo capitano...’’
* * *
Abdullah Öcalan'ın iadesi konusunda, İtalya'yla aramızda bazı sürtüşmeler oldu. Biraz sert çıktık, kürt çatal-kaşığıyla İtalyan makarnası yemekten vazgeçer gibi oldular.
Şimdi kaytarmanın yollarını arıyorlar.
Apo'yu, ya Almanya'ya, ya Libya'ya iteleyecekler...
Onlar da bu işe pek teşne görünmüyorlar.
Durduk yerde hangi keriz belâ alır başına?
* * *
D'Alema'nın ‘‘Apo'ya iltica hakkı verilmesi tamamen uygunsuz olur!’’ demesine aldırmayın...
Dokuz ortaklı, güvenoyu için tek fazlalı, uyduruk bir koalisyonun başıdır kendisi...
Lamberto Dini'nin ‘‘Türkiye'ye yollayamayız, Almanya istemiyor, Libya veya Atina'ya gitmesine de Amerika izin vermez!’’ dediğine bakmayın...
Sınırlı-sorumlu bir dışişleri bakanıdır.
Peki, biz ne yapalım şimdi?
* * *
Bizde ‘‘hükümet boşluğu’’ var şimdilik...
Onlardan fazla hayır gelmez... Geldikleri gibi gittiler.
Ama, İtalyan milletinin güzel huyudur.
Koalisyon hükümetlerini iplemezler, sokaktaki insanın, seçmenlerinin, gazına, dolduruşuna çabuk gelirler.
Bu haftaki TEMPO dergimizde, İtalyan parlamentosunda görev yapan bütün milletvekillerinin açık adları ve adresleri var.
O dergiden bir tane alın, gönlünüzden kopan milletvekiline derginin içindeki mektup-protesto zarfını postalayın, asıl adresine çabuk gider.
Gecikmeyin... Gecikmeyin, çünkü, İtalyan askeri-siyasi tarihinin özünde, temelinde, ‘‘zaman kazanmak, oyalamak’’ yatar.
* * *
Galatasaray-Juventus maçı zamanında oynanacak... UEFA öyle lütfetti.
Apo İtalya'da biraz daha kalıp, münasip yer bulunduğunda, oraya sokulacak...
İtalya'nın bütün büyük sanayicileri, ithalat-ihracatçıları, Türkiye'nin 8-10 milyar dolarlık ambargosundan korkuyor, dandini koalisyonlarına baskı yapıyor.
Ama, ‘‘zaman’’ dediğimiz şey, yani ‘‘her saniye’’, onlara çalışıyor.
Zaman kazanmaya çalışıyorlar.
İtalya'yı biraz tanımışsam, ‘‘bugün burada, yarın yok’’ gözüyle baktıkları koalisyon hükümetlerine değil, sokakta gördükleri insanlara duyarlıdırlar. Tepkinizi geciktirmeyin, üstlerine gidin...
‘‘Sıradan insan’’ olarak...
Paylaş