Paylaş
İtalyanlar idam cezasını sevmezler. Şiddete şiddetle karşıdırlar. Benito Mussolini'yi testislerinden, uzatmalı metresi Claretta Petacci'yi bacaklarından asmışlardı.
Milano'daki Loreto meydanında...
Yerinde infaz sırasında, ıstavroz çıkaranları da vardı, zil takıp oynayanları da...
* * *
Almanlar idam cezasını sevmezler...
Onların da küçük bir Baader-Meinhof problemi vardı.
Tanrılarına şükür, idam cezasına gerek kalmadan, problem kendiliğinden hâlloldu.
Ulrike Meinhof kaldığı hücrenin tavanına kendini astı.
Andreas Baader ve örgüt üyesi üç arkadaşı, çok sıkı korumalı cezaevinin hücresinde, kendi enselerine, kendi tabancalarıyla, dörder kurşun sıkmış olarak, ‘‘mevtâ vaziyette’’ bulundular.
* * *
Şükürler olsun, geleneksel İtalya-Almanya eksenine benzemiyoruz.
İdam cezası konusunda ‘‘riyakârlık’’ yapmıyoruz hiç değilse...
Mahalle kahvelerinde konuşabilir herkes... Özgür düşünce gereğidir.
‘‘İki tanesini sallandıracaksın, bakın, memleket nasıl güllük-gülistanlık olur...’’
Ya öyle, ya 3 Ekim 1984'te, Muş vilayetimizde, ‘‘devletimizin yedinci başı’’ olarak, bülbül gibi şakıyabilirsin...
Nasıl meselâ?
* * *
Sokaktan geçen otobüse otomatik silahlarla ateş açacaklar, hiçbir şeyden haberi olmayan masum vatandaşları, çoluk çocuk demeden öldürecekler...
Ben de bunları idam etmeyip, senelerce besleyeceğim.
Buna gönlünüz razı olur mu? Nitekim dün gece Şemdinli civarında bir olay oldu. Aranan anarşistlerden bazıları gece vakti vazifeden dönen bir cip aracına ateş ediyorlar ve bir subayımızla bir erimizi şehit ediyorlar. Şimdi ben, bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan, bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?
Türkiye'de idamlar vardır. İdamları kaldırma hakkı bize aittir. Başka ülkelerin zorlamasıyla kaldıracak olursak o ülkelerin tahakkümleri altına gireriz...
İdam cezası bizim dinimizde de vardır. İncil'de de vardır... Allah'ın uygun bulduğu bir şeyi şimdi biz tutup kaldıracak mıyız? İdam olmazsa anarşik olaylar daha kolay yapılacaktır. Nasıl olsa af çıkar diye anarşistlere güç gelecektir.
* * *
Terörle mücadelenin kendine göre raconu vardır.
12 Eylül döneminde, 7.000 kişinin idamı istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, bunlardan 124 tanesininki Askeri Yargıtay'ca onaylandı, 50 kişi asıldı.
Beslemek zor, asmak daha zordur.
Cezaevlerinde, tutuklu-mahkûm olarak veya gözaltı sırasında ölmek çok kolaydır.
Aynı 12 Eylül döneminde, kuşkulu ölüm 144 tane, açlık grevinde ölenler 14 tane, kaçarken vurulanlar 16 tane, çatışmada öldürülenler 74 tane, doğal ölüm raporu verilenler 73 taneydi.
* * *
Apo'yu, Alo'yu geri istiyoruz.
İdam cezasına karşı olan ‘‘Avrupalı’’ dostlara dert anlatamıyoruz.
Bülent Ecevit genel af istiyor.
Hasan Denizkurdu daha köktenci, idam cezasının kaldırılmasını öneriyor.
Öbür herkes ‘‘hassasiyet’’ içinde...
İdam cezasının kendisine değil de, cellatlara karşı olan biri olarak, aklıma bir fikir geliyor.
Tek maddelik bir kanun...
‘‘Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenmiş hiçbir suça idam cezası uygulanmaz!’’ gibi bir şey...
Bir daha yaparlarsa, İtalyan ve Alman müttefiklerimizin yaptıklarını yaparız onlara... Gerçi ‘‘oportünizm’’ sınıfına girer, ama, yabancılık çekmeyiz, alışkınız zâten...
Paylaş