İçkiyi yasaklamanın zamanı geldi artık...

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Dünyanın en çok gezip görmüşlerinden Evliya Çelebi meyhaneleri, meyhanecileri, içkicileri, akşamcıları sevmezdi.

Meyhaneciler için devamlı kullandığı bir tabir vardı.

‘‘Esnâf-ı melûnân-ı menhûsan...’’

Yani, tanrı tarafından lânetlenmiş, uğursuz herifler...

Evliya Çelebi'nin içkiye niye bu kadar düşman olduğunu merak edip araştırmıştım.

Öğrendim. İçki içenin dili çözülür, dili çözülenin ilk küfrettiği, ya ‘‘devlet’’, ya ‘‘hükümet’’, ya ‘‘mer'i kanunlar’’ olur.

Koyarsın içki yasağını, kapatırsın çeneleri...

* * *

‘‘İçki yasağı’’ koyan Osmanlı padişahları, içkiye değil, içkinin çözdüğü dillere düşmandı. Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın ‘‘İstanbul'dan Sayfalar’’ isimli kitabından öğrenmiştim bunu....

‘‘İstanbul tarihinde birçok içki yasağı yaşamış, meyhaneler kapatılmıştı. Bu yasağı, içki düşmanlığı veya hükümdarın dindarlığından çok, o devre mahsus bir ‘gazete kapatma' olayı olarak değerlendirmek gerekir. Alkolün getirdiği şenlikle veryansın yönetimi eleştiren akşamcılar, Kumkapı'dan kalkar, saraya yürümeye kalkışırdı. En kolay susturma yolu meyhaneleri kapatmaktı...’’

* * *

‘‘Susturmak’’ zor yoldur.

‘‘Konuşturmamak’’ daha kolaydır.

Osmanlı’dan beri ‘‘yasakçı’’ olduğumuz için, ‘‘en konuşkan’’ durumdakilere, yani, ya içkicilere, ya basına sansür koyuyoruz...

Kadı (bizdeki ‘‘yargıç’’) kısmının yapacağı hiçbir şey yok...

Padişahın fermanı vardır, yasakladıklarının boynu kıldan incedir. Ya o kıl inceldiği yerden kopar, ya kadının kellesi kopar.

* * *

1961 anayasası çıktığında, partilere, kamu meslek kuruluşlarına, sokaktaki adamlara, ‘‘anayasaya aykırı kanunlar hakkında Anayasa Mahkemesi'ne müracaat hakkı’’ tanınmıştı.

Sanırım, müracaat süresi bir yıl kadardı.

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarındaki anti-demokratik maddelerin büyük bölümünü temizlemiştik.

Hepsi geri geldi. 1982 anayasasıyla...

Lâikliğe endeklenmiş Anayasa Mahkemesi, azıcık da demokratikleşmeye endekslenirse iyi olur.

Anayasanın en anti-demokratik maddelerinden ikisi, üçü, dördü değiştirilsin... Düşünmek ve düşündüklerini yaymak hakkı serbest bırakılsın...

TBMM'nin 78 yıldır biriken namus borcudur, gerisini mahkemeler hâlleder.

Kanun başka, hukuk başkadır.

İki ayrı şeydir.

İlki susturur, ikincisi konuşturur.

* * *

1982 anayasasını değiştirmenin zamanı geldi.

Geriye dönük hesaplaşmaların zamanı geldi.

Özgürlükleri tanıdık...

1961 anayasasıyla...

Yasakları tanıdık...

1982 anayasasıyla...

Dedim ya... Şimdiki TBMM'nin tek namus borcudur.

Yürürlükteki kanunları değil, evrensel hukuku egemen kılmak...

Kanunları uygulayıp hukuku çiğneyenlerden bıktım artık...













Yazarın Tüm Yazıları