Paylaş
Yalım Erez'in ilk ‘‘lider turları’’ bitti. Gördüğüm kadarıyla, fazla bir uzlaşma çıkmadı. Tansu Çiller kaba konuştu. 12 dakikada kovaladı.
Recai Kutan sıkıntıda... Hangi tavizlerle de olsa, Türkiye'yi seçime götürecek bir hükümete girdiğinde, rahat bir nefes alacak... Ama, seçim nabzı yoklamalarında en iyi vaziyette görünen partisinin tabanıyla problemleri var. Sine-i millete dönmek isteyenlerin sayısı arttıkça artıyor.
Deniz Baykal'ın keyfi yerinde... ‘‘İkinci parti’’ konumundaki pozisyonu, İsmet Paşa'nın partisel mirasını hatırlatıyor. ‘‘Muhalefette muvafakat olmaz!’’
Bülent Ecevit'in hükümet teşebbüsü ‘‘düşük’’ yaptı. Daha kötüsü, Baykal'ın tufasına geldi. Baykal, ‘‘Gelin, hükümeti siz kurun, kulunuz köleniz olalım, ama, koalisyon yapalım!’’ demişti. Eski günleri hatırladı sayın Ecevit... Tikleri tuttu. ‘‘Olamaz, nolamaz!’’ dedi. Solu bölme misyonunun vebal ve kefaretini kendisine çıkarttı.
Mesut Yılmaz, sayın Demirel'in riyaset ve refakatinde, temel atıyor, boru döşüyor. Döşüyor mu, döşüyorlar mı? O henüz belli değil...
* * *
Yalım Erez'in turlara başlarkenki mesajı önemliydi.
‘‘Hükümet güvenoyu alsın, 30 günde Türkiye'nin bütün problemleri çözülmüş demektir...’’
Tepkiler fısıltıyla geldi. ‘‘Züüüzzzzztt! Yürrüüüü! Anca gidersin...’’
Bana da öyle geldiydi, ama, tarafsız olmaya çabalayan bir köşe yazarı olarak sesimi çıkarmadım...
Derken, ilk turlar bitti, Yalım Erez konuştu.
‘‘Bu kadar umutlu değildim... Şimdi moralim düzeldi, bu iş biter...’’
* * *
1998 yılının pislikleri 1999 yılında, hem de otuz günde, tertemiz edilecekmiş... Bana sorarsanız, 1999 yılı, sivillerin yılı olmalı...
GİFTAJANS'ın, tek kelimeyle ‘‘muhteşem’’ bir yılbaşı tebrik kartı var önümde... Parti liderlerinden umudunu kesmek üzere olan Yalım Erez'in, düzvatandaşlara sunacağı ‘‘Sivil Eylem Programı’’ olabilir.
* * *
Minibüs şoförlerine karşı nazik olun! Daha uzun yaşarsınız.
Sol şerit, kamyon ve tırlara aittir. Yol isteyip, görgüsüzlük yapmayın.
Şerit değiştirirken sinyal vermeyin, bir salağa kimse yol vermez...
Ambulanslara yol vermeyin, güçlü olan yaşasın!
Komşu değil, ev alın! Komşu ölür, ev kalır.
Türkiye'de ‘‘Kadın hakları’’ vardır. Mesela, dayak!
Çocuğunuzu döverken kafasına vurmayın, elleriniz acır.
Spora ihtiyacınız yok. Televizyonu açıp, sinir cimnastiği yapın!
İlla spor yapacaksanız, poligona gidin. Meslek sahibi olun!
Futbol maçı sonrası balkona çıkmayın, isabet alabilirsiniz.
Adam olmamak, devlet sanatçısı olmaya engel değildir.
Dans dersleri alın. Birisi ayaklarınıza kurşun sıktığında, iki figür atarsınız.
Şarkı söylemeyin, soyunun, basılın, tecavüze uğrayın. Ama mutlaka şöhret olun!
Kanunları bilin! Özellikle orman kanunlarını.
Politikacıları örnek alın. Değişin ama asla gelişmeyin!
Liderlere iyi bakın. Antika değerleri var.
Arkadaşınızı iyi seçin. Devlet için kurşun atsın, kurşun yesin!
Barda, yan masaya yanar dönerli salak meyvalar yollayın; havanız olsun.
Kitap, kasetçilerde satılan bir yan üründür. Başka yerde aramayın!
* * *
‘‘Hükümet kurma’’ çalışmalarına, demokratik kitle örgütlerinden başladı Yalım Erez... Onların istekleri parti liderlerine pek yansımadı.
Problemin çözümü kitlelerde...
Ama, sivillerin problemleri kışlaya da yansır.
Biraz dikkatli olalım 1999'da...
Paylaş