Paylaş
Koalisyon kelimesi coalescere kökünden gelir. Latincedir. ‘‘Beraber büyümek’’ anlamındadır. Her şeyi tersine çevirme alışkanlığımız olduğu için, dünya koalisyonları birlikte büyür, bizdekiler birlikte küçülür.
Bütçe görüşülüyor.
Koalisyona giremeyen muhalefet partileri, işçiden, memurdan, ortakçıdan, yarıcıdan, marabadan yana... Maaş zamlarının azlığından yakınıyorlar.
Yakınanlar bir tek onlar değil...
Emekleriyle, alınterleriyle ayın sonunu getiremeyenler de sokaklarda...
150-160 milyonla geçinmeye çalışan polisler, görev gereği, sokaklarda...
Emekdaşlarını dağıtıyorlar. Ama, birbirlerine soruyorlar.
‘‘Biz de yürüyüş-nümayiş koluna katılsak mı acaba?’’
* * *
Şimdilerde muhalefet eden iki partinin birlikteliği sırasında da, böyle yürüyüşler olduydu. O sıralarda, yolsuzluklar, rüşvetler ayyuktaydı.
Malı götürüyorlardı. Ya öyle, ya mal kendiliğinden gidiyordu.
Polis telsizindeki seslere kulak misafiri oldum.
‘‘Grup Vitamin’’ taklit ediliyordu. Güftesiyle, bestesiyle...
‘‘Ellere var da bize yoh mi?’’
* * *
İşçiyle jandarma, memurla polis, sokaklarda, ‘‘sanki düşman gibi’’ karşı karşıyayken, yeni hükümetin bütçesi görüşülüyordu.
Yüce makamlardaki herkesin bütçesi, ödeneği artırıldı. Bütün aleyhteki yargı kararlarına rağmen, ‘‘kıyak emeklilik’’ yine meclisin gündeminde...
Ellere var da bize yoh mi? Yooohhh mi?
* * *
İnsanların sokaklara döküldükleri günlerde hafakanlar basar beni...
Nostaljik takılırım.
Nasıl meselá?
Eski yazdıklarıma bakarım. Tarih tekerrürden ibarettir netekim...
* * *
Bürokrasi heyecanla bekliyor. Koltuk gelecek... Ya gelecek, ya altlarında kalacak... Atalardan bir dörtlük geldi aklıma...
Leş kargalarını seferber gördüm
Kimini bakar, kimini yer gördüm
Şerefsiz ellerde, dönek yüzlerde
Şerefe yükselen kadehler gördüm
* * *
Değişen bir şey var mı?
Ya ‘‘değişti’’, ya ‘‘değişmedi’’. Halkımız az söyler, iyi söyler.
Düzen aynı düzen, şeklen değişik
Göbek aynı göbek, etler değişik
Koltuk aynı koltuk, jötler değişik
* * *
Peki, bu son ‘‘meseleler’’ konusunda ozan Cemal Safi ne diyor?
Ey siyasi, ölsen de bakidir saltanatın
Arkanda kölelerin, uşakların kalacak
İktidar arzusuyla şaha kalkarken atın
Miting meydanlarında şakşakların kalacak
Uyandırma sarhoşu ver, diksin şişeleri
Sen sahnede oynarken, kapattır gişeleri
Sayende sayebanlar dönerken köşeleri
Yolların kesilse de kavşakları kalacak
Utanma, zevk-ü sefa hakkıdır asillerin
Halk ağlarken, kalk oyna, şıngırdasın zillerin
Nasılsa, davulcudan zurnacı nesillerin
Pardon, yeni deyimle, kuşakların kalacak...
* * *
Güzelim pazar günü, başka bir şey eklememe, yorum yapmama gerek var mı?
Yoohhhhtir! Yoooohtir!
Paylaş