Paylaş
Başlarda beklenen ‘‘DSP+MHP+ ANAP’’ koalisyonunu çok istiyordum. Uzlaşabilecekleri ortak noktalardan biri, Yıldırım Akbulut'un meclis başkanlığıydı. Daha önce bu görevi yapmış olan Akbulut'a bu yüce makam verilirse, ANAP üç-dört eksik bakanlık koltuğuna razı olabilirdi.
Sevgili Yaşar Okuyan, özel bir sohbette, ‘‘Yemezler!’’ dedi.
* * *
Başka bir ‘‘pürüz’’ de çıktı. Bugüne kadar hiç konuşmamış, ağzını açıp çıt çıkartmamış Rahşan Ecevit konuştu. Ortalık birbirine girdi.
Çıkar, çıkacak elbette...
Rahşan Ecevit'in sesi, demsol tabanının, demsol örgütünün sesidir.
DİSK eski başkanı, DSP'nin yenilerinden Rıdvan Budak da ilk başlarda söylendiydi, seslendiydi. ‘‘Olmaz! İçime sindiremem bu ortaklığı...’’
Herkes birbirinin hislerine tercüman oldu, koalisyon görüşmelerine turp sıkıldı.
Ama, Baba'nın buyurduğu gibi, demokrasilerde çare tükenmez!
* * *
Baba'nın başka bir vakit buyurduğu gibi, yollar yürümekle aşınmaz...
Daha önemli bir gözlemi doğrultusunda, tesbih çeken elle tetik çeken el bir olmaz...
Kesin gözüyle bakılan koalisyona turp sıkıldı.
Bundan sonra ne olur?
DSP'li bir milletvekili dostum, parti politikasına aykırı bir şekilde, ‘‘MHP'yi sokaktan uzaklaştırmak için meclise sokmamız lázım!’’ dedi.
Ortalığı karıştırmak isteyenler her zaman olabilir.
Nalıncı keseri olarak, hep kendilerine yontarlar.
* * *
Şimdi ne olabilir?
Tarihin ‘‘tekerrür etmek’’ gibi alçak-aşağılık huyları olduğunu bilmeseydim, ‘‘hükümet formülleri’’ konusunda spekülasyonlar yapabilirdim.
Yapamıyorum. Solumtrak partilerden seçmenlerin, iktidarsız liderlerin ‘‘muktedir’’ olmaktan vazgeçtikleri ortamları çok iyi biliyorum da ondan...
Hafızam beni yanıltmasın diye, Aslandaş-Bıçakçı ekürisinin ‘‘Popüler Siyasi Deyimler Sözlüğü’’nü açıyorum önüme...
* * *
Sola karşı bir milliyetçi cephe kurulması önerisini ilk ortaya atan, 1973 seçimlerinin ardından çıkan hükümet buhranı sırasında, Demokratik Parti genel başkanı Ferruh Bozbeyli'dir. Ne var ki, Bozbeyli'nin milliyetçi olmadığı gerekçesiyle Süleyman Demirel'i dışlayan cephe önerisi gerçekleşmedi.
* * *
Ardından bu projeyi sağ entelejensiyanın etkili lobi örgütü Aydınlar Ocağı hararetle desteklemeye başladı. Aydınlar Ocağı'nın önde gelen isimlerinden Prof. Dr. Muharrem Ergin, 1974 Ekim'inden başlayarak Ortadoğu gazetesinde yazdığı yazılarla, ısrarla, bütün milliyetçi partileri, hükümeti beraber oluşturmak için biraraya gelmeye çağırdı. Ergin, AP, MSP, DP, CGP ve MHP'nin ‘‘Milliyetçi Cephe Birliği’’nde yer almasını istiyordu.
* * *
Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi koalisyonunun dağılması ve Sadi Irmak başkanlığındaki partilerüstü hükümetin güvenoyu alamamasından sonra, partilerinden ayrılan 9 Demokratik Parti milletvekilinin (Dokuzlar) de desteğiyle 31 Mart 1975'te Birinci Milliyetçi Cephe hükümeti kuruldu. Aslında, dört partinin (AP-MSP-MHP-CGP) genel başkanları Aralık 1974'te yayınladıkları ortak bildiriyle bir ‘‘Milliyetçi Cephe’’ oluşturarak ‘‘belli görüşler ve hedefler etrafında toplanarak beraberce çalışmaya karar verdiklerini’’ açıklamışlar ve mecliste birlikte hareket etmeye başlamışlardı. Kısaca MC olarak anılan hükümete, ‘‘cephe hükümeti’’, kurucu partilere ‘‘cephe partileri’’, başbakan Süleyman Demirel'e de ‘‘cephe başkanı’’ deniliyordu.
* * *
Perşeme günü devam ederiz...
Ya bizi, ya MC'yi beklemeye devam edin...
Paylaş