Paylaş
Sakalını tıraş ettiren ilk Osmanlı padişahı II. Mahmut'tu. Kendisine bu yüzden ‘‘gâvur padişah’’ sıfatı yakıştırıldı.
İskemlede yemek yiyen ilk Osmanlı padişahı Abdülaziz'di. Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'inden tanıdığımız Eugenie, Beylerbeyi sarayını ziyarete gelirken, ‘‘ev hediyesi’’ olarak, padişahımıza bir takım iskemle getirmişti yanında...
Abdülaziz pek alışamadı iskemleye...
İskemlede otururken, eğilip eğilip, nargilenin marpucunu, rakının kadehini yerden almaktan bıktı.
‘‘Bıktı’’ ne söz? Belfıtığı oldu.
Sinirlendi. Akıl hocalarına sordu.
‘‘Gâvurlar bu işi nasıl yapıyor?’’
Hemen izah ettiler. ‘‘Masa’’ adı verilen, dört ayaklı, düzlemi göğüsle göbek arasında biten bir ‘‘mahlûkat’’ varmış onlarda...
Hemen getirtti.
Yer sofrasından kalkıp masaya oturdu.
Rahatladı.
Ama, onun da adı aynısına çıktı.
‘‘Gâvur padişah...’’
* * *
Yeni cumhuriyetin ön şartlarından biri, ‘‘köylülük’’ tâbir edilen ruh hâlinden, hayat felsefesinden kurtulmaktı.
Atatürk'ün ‘‘serpuş’’ (şapka) giymesine o yüzden kızıldı.
Şalvarın yerini pantolon, uçkurun yerini külot aldı o yüzden...
* * *
Geçenlerde parti liderlerinden birinin gezisine şahit oldum.
İsmi lâzım değil...
Yer sofrasına oturdular, ikramları höpür-höpür götürdüler.
‘‘Kentsoylu’’ bir parti üst yöneticisi daha ilk lokmasını alamadan, yer sofrası silip süpürülmüştü.
Sızlandı.
Sızlanmadı aslında... Özeleştiri yaptı.
‘‘Köylülüğü teşhis etmenin beş yöntemi vardır’’ dedi.
1. Yer sofrasına, yer yatağına yabancılık çekmez... Yediği yerde uyur.
2. Başı açıktır, ne sarık sarar, ne serpuş giyer. İslam-Türk sentezi yapar.
3. Çatal-bıçak kullanmada zorlanır, yemeğini eliyle yer.
Geliyoruz başka bir önemli noktaya...
4. Kendisi ‘‘matruş’’ (tıraşlı), yakın çevresi sakallıdır. Yine, aynı sentez...
Son bir tespit...
5. Herkes daha ilk lokmasını alırken, önündeki tabağı çekirge afeti gibi tüketip, ikinci-üçüncü porsiyonu alanlar ‘‘köylülük’’ kavramının somutlaşmasıdır. Aç kalma korkusuyla sofrayı bitirirler.
Yakın siyasi çevrenize bakının...
Sizden hızlı yemek yiyen varsa, siz iki çatal pilav almadan lengeri tüketen varsa, bilin, ‘‘köylülük’’tür.
Gözü sizin tabağınızdadır.
* * *
Ankara'da yarın (29 Ekim) Fener Alayı var. Anıtpark'tan, akşam altıda başlıyor.
Ankara'da yarın (29 Ekim) Cumhuriyet Halk Balosu var. Akşam yedide başlıyor.
Ankara'da yarın (29 Ekim) Kayahan konseri var. Akşam sekizde başlıyor.
Kızılay'da...
Dördü de Cumhuriyet'imizin öz malıdır.
Beraber olalım... ‘‘Cumhuriyet’’ paylaşmaktır. Eşit paylaşmaktır.
‘‘Cumhuriyet’’, köylülükten kurtulmaktır.
Paylaş