Paylaş
Ağzı olanın gonuştuğu, kalemi olanın yazdığı, eline suluboya fırçası geçirenin ressam sayıldığı, canı sıkılan politikacının sine-i millete dönüp bir kere daha vatanın bağrına hançer dayadığı bir ülkede yaşıyoruz...
Çok mutluyum... Delleniyoruz, dikleniyoruz...
Ama, gururumuzdan, geçmişimizden bir gıdım bile táviz vermiyoruz...
* * *
Recai Kutan yeniden başlattı milletin bağrına dönmeyi...
Kendisi için pek de hoş olmadı, partisinin bir bölümü isyan etti.
Cumhurbaşkanı seçimlerinin milletçe, tek dereceli yapılması istendi.
Tanrı Çankaya Köşkü'nün encámını hayreylesin...
* * *
Neyse, sine-i meseleye dönelim...
Adalet Partisi kurucularından, sanayi eski bakanı Mehmet Turgut'un bir ‘‘dostça ve tecrübeli-kıdemli ve uyarıcı açıklaması’’ var önümde...
* * *
Hürriyet gazetesindeki köşenizde, ‘‘Memleketten Sine-i Millet Manzaraları’’ başlıklı yazıda bir zamanların Adalet Partisi ve parti içindeki bir grup milletvekili arkadaşımız ile ilgili, biraz da küçümseyerek şunları yazıyorsunuz:
‘‘Siyasi tarihimize ‘Hışımlılar' olarak geçen ‘DP'nin C takımı' (şimdiki Cumhurbaşkanımız da dahil), 27 Mayıs, 22 Şubat ve 21 Mayıs'tan sonra asabileşti: Sine-i millete dönelim!’’
Bu kısacık cümle içinde o kadar yanlış var ki hangi birisini düzeltelim?
1 Her şeyden önce bilinmelidir ki, AP içinde bir grup arkadaşımız için münasip görülen ‘‘Hışımlılar’’ ifadesi, bazı basın tarafından biraz küçümseyip, biraz da hor görerek kullanılmıştır. Basınımızın birçok konuda, birçok kere yaptığı gibi... Aslında ne böyle bir grup vardır, ne de böyle bir adı benimseyen arkadaşlarımız.
2 ‘‘Hışımlı’’, AP içinde, basın tarafından uydurulup, gündeme getirildiği zaman, 27 Mayıs Darbesi çok gerilerde kalmıştı ve ‘‘Hışımlı’’ denen milletvekilleri 27 Mayıs'ı bile bile Meclis'e girmişlerdi. 27 Mayıs'a asabileşip sine-i millete dönmeyi nasıl düşünebilirler?
3 22 Şubat ve 21 Mayıs Darbe teşebbüslerine, AP'si dahil bütün partiler karşı idi. Devlet, hükümet, Meclis ve ordu da karşı idi. Dolayısı ile bu teşebbüsler bir gecede önlendi ve tepelenerek önlendi. Bu darbe teşebbüslerinden asabileşip, niçin ve kime karşı sine-i millete dönülecekti?
Doğrusu iddianızı anlamak mümkün değil...
4 Bu darbe teşebbüsleri sırasında Sayın Demirel milletvekili değildi, AP'li de değildi ve ‘‘Hışımlı’’ denilen arkadaşlar içinde de değildi. Acaba sine-i millete dönmeyi, kimin adına ve nasıl istemiş olabilirdi? Kendileri normal bir vatandaş olarak zaten milletin içinde idi.
5 ‘‘Hışımlılar’’ için ‘‘DP'nin C takımı’’ diyorsunuz ve bunu benimsemiş görünüyorsunuz. Bu iddia da o yılların bazı CHP'lileri ile onların ağzına bakan bazı basın mensuplarının iddiası idi. Sizin gibi hem ilim adamı, hem de ciddi bir köşe yazarı tarafından hálá kullanılmasına hayret etmemek ve üzülmemek elde değil. Çünkü bu C takımı denilen arkadaşlar, 1965-1970 yıllarındaki başarıları ile, ne ölçüde değerli olduklarını ortaya koymuşlardır:
a) Bu devrede örfi idare, anarşi yoktur.
b) Bu devrede politik ve ekonomik istikrar vardır.
c) Bu devre, kalkınmanın en hızlı ve yatırımların en fazla olduğu bir devredir. Yıllık ortalama kalkınma hızı % 7'nin, sanayi sektörü kalkınma hızı ise, % 12'nin üzerindedir.
d) Bütün bunların sonucu olarak bu devrede, Cumhuriyet idaremizin hiçbir devresinde olmadığı derecede, yıllık enflasyon % 5'in altındadır.
e) Bu devrede, Sayın Demirel hükümetleri bakanları arasındaki ‘‘Hışımlılar’’ denilenlerin nispeti % 80'den fazla idi. Bunu gören birçok CHP'li dostlar bu arkadaşlar hakkında yanıldıkları için bizlerden özür dilemişlerdir. Dahası var: AP'yi bu arkadaşlardan temizleyen Sayın Demirel, 1970'den sonra ne milletten oy alabilmiş, ne tek başına iktidar olabilmiş, ne de millete hizmet götürebilmiştir.
Mehmet Turgut
AP Kurucusu, Sanayi eski Bakanı
Paylaş