Paylaş
DEVLETE bölücüler, şeriatçılar, komünistler sızmış... Adam damgalamak kolaydır, yargılamak zordur. Polise söyleyeceksin, gidip alacak, karakola getirecek...
Komiser ‘‘Niye getirdiniz lan bunu?’’ diyecek...
Durum izah edilecek, anladıktan sonra müteferrikaya gönderecek...
Orada sorgu yapılacak... Sonra, sorgunun hem yeri, hem şekli değişecek... Devletin derinliklerine taşınacak...
Çin'den ithal edilen askılar, EE-8 telefonları aranacak, modern sorgu yapılacak... Sorgu bittikten sonra, önce nöbetçi savcı, sonra nöbetçi mahkeme bulunacak...
Suç DGM'likse bul, gönder... Özel tim izinde, şoförler yemekte olabilir.
Neyse, bulundular, cezaevine gelindi.
Cezaevi kapısını koruyanlar kimlik soracak...
Girdin... Hangi koğuş?
Ara ki müsait yer bulasın... Mahkemeye getir, götür... Saç-sakal ve etek traşı yaptır... Avukat bul...
Avukatın diyeceği belli... ‘‘CMUK'a göre haklarını söylediniz mi?’’ diye çıkışacak savcıya, polise...
Yargıç burnundan soluyor... Önünde yarım saatte bitirilmesi gereken 637 duruşma var.
Şahsım adına söylüyorum, o hızla okuyup değerlendirebilseydim, 10 senede ancak yarısına gelebildiğim Harp ve Sulh'ü on dakikada bitirirdim.
Üçüncü sayfadan sonra yorulup attım.
Ertesi gün nereden başladığımı unuttuğum için bıraktım, beklesin, başka sefere devam ederim...
* * *
Onuncu cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, Ecevit-Bahçeli-Mesut üçgeninin kararnamesini iade etti.
Kendisine teşekkür ve ilk kaygılarım yüzünden özür borçluyum...
Bundan sonra ne olacak? Bilmiyorum...
Kanun hükmündeki kararnameyi olduğu gibi geri gönderebilirler.
O zaman ne olabileceği konusunda kanunların láfzını yorumlayanlar şöyle diyor.
‘‘İkinci defa iade edemez...’’
‘‘Bal gibi iade eder...’’
‘‘İmzalar, Anayasa Mahkemesi'ne gönderir...’’
* * *
Yıldırım Akbulut hukuk bilgisini hatırladı, anayasanın ilgili maddesini tekrarladı.
‘‘İdarenin hiç bir eylem ve işlemi yargı organlarının denetimi dışında değildir...’’
Yerden göğe kadar haklı, baştan aşağıya doğru...
Ama, bir küçük görev-yetki unutkanlığı var.
‘‘Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez...’’
Yani, iki müfettiş, iki muhbir, bir sicil amiri raporuyla kovulan memur geri dönemez...
Ben mi hukuk-kanun cahiliyim?
Yoksa, birileri cin mi oldu, adam çarpmaya kalkışıyor?
* * *
MHP'nin yıldızının parladığı, değerinin yükseldiği anlaşılıyor.
Türk dil-tarihi, devlet istatistikleri sorumlusu devlet bakanlığı...
Milli savunma, bayındırlık, sağlık, ulaştırma, tarım, sanayi...
Hepsi onların... Hükümete değil, iktidara oynuyorlar. Haklarıdır.
Her siyasi partinin hakkıdır.
Bu KHK çıksaydı, o bakanlıklarda yeniden örgütlenme ve kadrolaşma gününde, saniyesinde olurdu.
Anayasa Mahkemesi'ne gitse, gönderilse kaç yazar?
Anayasa Mahkemesi'nin kararları geriye yürümez, gidenler gittikleriyle kalır.
* * *
KHK geri çevrildiğine göre, Hikmet Sami Türk dostuma bir önerim var.
‘‘Af Yasası’’, ‘‘İdam Cezası’’ gibi boşboğazlıklarla uğraşacağına, topu devamlı taca atacağına, ‘‘Adli Reform’’ yapılmasına önayak, arkabacak ol!
Yargı süreçlerini hızlandır, ama, sakın unutma!
Sen anlatırdın... Geciken yargı, beraberinde yargısız infazı getirir.
Paylaş