Paylaş
Askerler şaşırdı. Yeni öğrendiler. Bazı siyasiler kendilerini kullanıyormuş... Good morning after breakfast...
Demokrat kesimdekiler, ‘‘Darbe’’ istemiyorlarmış... ‘‘Demokrasi’’ istiyorlarmış... Yok yaaavvv!
İstemezler... Böylesi daha kolay...
‘‘Baba’’ timsahın gözyaşlarını döktü.
‘‘Demograsimiz ayakta durmayı bilir!’’
* * *
‘‘Baba’’ her darbeyle gider, geri gelir.
İşine gelen değişik anayasalarla...
Her anayasa değişikliği, ona yarar.
1961... 1971.. Kenan'ınki...
* * *
Her askeri darbe söylentisinden sonra, aynı şeyi söylüyorum...
Dalgalanmaya bırak, dalgana bak!
Demirel'in ‘‘yollar yürümekle aşınmaz’’ dediği günlerde herkes gülmüştü.
Arkasından ‘‘dün dündür, bugün bugündür’’ dedi. Herkes büsbütün güldü.
‘‘Morrison’’ denildi, kimse ciddiye almadı.
Ama, baba gitti geldi.
Düşmez kalkmaz bir baba...
* * *
Üniversitede hocaydım o sıralarda... Yönetim tarihini, bürokrasiyi, yönetim-siyaset ilişkilerini, bilcümle kıvır-zıvırı anlatıyordum.
Dünmüş gibi hatırlıyorum...
Devrimci hareketin dalga dalga yükseldiği o günlerde, her zamanki alışkanlıklarıyla, ‘‘çanak tuttu’’ talebeler...
‘‘Ne diyorsunuz?’’
Verdiğim cevap da aklımda... Aklımda, çünkü bürokrasinin, bürokratlığın birkaç altın kuralı vardır.
1 Festina lente! Acele işe şeytan karıştığını, acele edilecekse bile ağır ağır acele edilmesi gerektiğini söylemenin gavurcası... Yani, her işi ağırdan alacaksın...
2 Yarına bırakılabilecek hiçbir işi bugünden yapmayacaksın, çünkü, yarın gelmeyebilir.
3 Yarın gelse bile, aradaki sürede, görülmesi gereken iş kendiliğinden hallolmuş olabilir...
4 Bugünün meselesi yarın anlamını kaybedip gündemden düşebilir.
* * *
Büyükbabanın uyguladığı bürokratik-siyasal politika, dün neyse, bugün de aynıdır. Cumhurbeylik konusunda ‘‘nokta tarifi’’ yaptı, herkes aynanın karşısına geçti, sormaya başladı.
‘‘Acaba başkanlık sistemi bana yakışır mı?’’
Aynanın karşısında durup kendisini beğenmekle yetinse problem değil...
Kendilerinin o yüce makama ziyadesiyle yakıştıklarını gazetelere sızdırmaya koyuldular.
Baba'yı biraz biliyorsam, hem senaryolara, hem yakıştırmalara çok gülüyordur.
Ya cumhurbeyliğe, ya büyükbabalığa adaydır.
Ya zaman kazanıyordur, ya kafa buluyordur.
Yanıldığımı sanmıyorum...
* * *
Başkanlık, yarı-başkanlık sistemi bana keyif vermiyor.
Altından baba çıkar.
Askeri tariftir. ‘‘Nokta tarif’’...
Uymaz, yemez!
Paylaş