Baba, yarın meclisi açarken ne gonuşacak?

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Hükümetin, partilerimizin, yüce meclisimizin ‘‘yaz mesaisi’’ bugün bitiyor. Yarın meclis açılacak... Günlük siyasetimiz renklenecek...

Gündemdeki maddeler, birer-ikişer, TBMM genel kuruluna gelecek...

Aslına bakılırsa, bütün ‘‘güç odakları’’ kendi kafalarına göre takılacak...

* * *

Meclis başkanının seçimi problem yaratacak gibi...

ANAP'ın adayı Mustafa Kalemli...

CHP'nin adayı Hikmet Çetin...

DSP'nin adayı Uluç Gürkan...

Refah'ın adayı Aydın Menderes...

DTP'nin Galiba Yok...

DYP'nin Sesseda Yok...

* * *

İlk iki-üç turda kimse yeterli oyu alamayacağına, her parti kendi ölçeklerinde ‘‘güç gösterisi’’ yapacağına göre, birkaç hafta bunu konuşuruz...

Sonra meclis başkanlığı pazarlıklarını konuşuruz... Ege krizini, Kıbrıs'ı, Kuzey Irak operasyonlarını, irtica tehlikesini konuşuruz...

Onbaşılara ‘‘şerefsiz’’ derken, bazı orgenerallerin ‘‘takşak’’larını sineye çekenlerin, içine sindirenlerin münasebetsizliklerini konuşuruz...

Gonuş babam gonuş...

* * *

Asıl merak ettiğim ‘‘gonuşmalar’’ bunlar değil...

1 Ekim 1997 günü, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ne gonuşacak?

Meclisin açış gonuşmasını yapacak, sonra da meclis tatile girecek...

10 gün sonra yine toplanıp meclis başkanını seçecek...

Demirel'in çarşamba gonuşmasını yakından izleyin...

Başkanlık sisteminin ‘‘gostümlü prova’’sını görürsünüz...

* * *

‘‘Çankaya’’ denildiğinde, aklıma, 24 Ekim 1961 günü imzalanan ‘‘Çankaya Protokolü’’ gelir.

Onun ayrıntılarını başka zaman anlatırım...

O protokolün 2 tam gün sonrası, ‘‘başkan’’ seçtik.

Nasıl mı?

Ben bırakayım, rahmetli Örsan Öymen anlatsın...

* * *

Seçim için demokratik önlemler alındı. Kapısında ‘‘Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’’ yazısı bulunan meclis binası, ‘‘milletin ehliyetli temsilcileri’’ tarafından kuşatıldı. Garnizondaki birlikler alarm durumuna geçirildi. Binanın dışı Muhafız Alayı, içi de SKB'nin silahlı subayları tarafından güvence altına alındı.

Neye karşı?

Seçimle gelen milletvekillerinden bazılarının son anda bir şaka yapıp da Gürsel dışında başka bir adaya oy vermelerine karşı...

Arkasında ‘‘Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’’ yazısı bulunan başkanlık kürsüsünde Yakup Kadri Karaosmanoğlu oturuyordu.

Oy verme işleminden sonra kampanayı çalarak şu uyarıda bulundu:

‘‘Arkadaşlar, tasnif bitinceye kadar kimse dışarı çıkmasın, zaten kapılar kilitlenmiştir ve anahtarları da subayların elindedir...’’

(Örsan Öymen, Bir İhtilal Daha Var, İstanbul 1986, s. 342-3)

Yazarın Tüm Yazıları