Kurthan Fişek: 312'yi kim koydu? Kim değiştirecek?

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Bundan üç yıl kadar önceydi. Yazılarımdan biri yüzünden ‘‘boy hedefi’’ olmuştum. Evimin önünde ‘‘şüpheli şahıslar’’ dolaşıyordu. Sarıklı, çarşaflı...

Kimsenin bilememesi, öğrenmemesi gereken ev telefonum devamlı çalıyor, karşılıklı küfürleşmelerle kapatılıyordu.

Daha önemlisi, eşim tehdit ediliyordu.

Bu sonuncusu bana çok koydu.

* * *

12 Mart zindanlarında, sağ yumurtalığımla sağ elimin serçe parmağı EE-8 manyetolu telefonun tellerine bağlı olarak sorgulandığım sırada, benzeri bir tehditle karşılaşmıştım...

‘‘Konuşacak mısın? Yoksa karını da buraya getirelim mi?’’

Konuşacak, söylenecek, itiraf edilecek bir şey yoktu.

Kurulduğu günden beri Türkiye İşçi Partisi üyesiydim... Aktif görevlerim vardı, ‘‘1968 Kuşağı’’ olarak anılan siyasal hareketle hiç bir bağlantım, tam aksine, husûmetim vardı.

Bize göre hareketin özü, öncüsü, tek itici gücü işçi sınıfıydı.

Onlara göre üniversite kampüsleriydi.

Faşo-sadist sorguçlara göre, Dev-Genç'e 800 lira bağış yapmıştım...

Elektrik işkencesi farklıdır, filistin askısına, falakaya benzemez...

* * *

Kimliğini dört yıl sonra öğrendiğim adam, gözlerimdeki bandı çözdü.

Arkamda duruyordu. Göremiyordum kendisini...

‘‘Oku ve imzala şunu!’’ dedi.

‘‘Kardeşim, Dev-Genç'e bağışta bulunmadım, TİP'le ilgili her türlü iddiayı kabullenirim, getir, imzalayayım!’’ dedim...

Bana hayatta en çok koyan alternatifli teklifte bulunuldu.

‘‘Ya imzalarsın, ya karını buraya getiririz...’’

Hemen imzaladım, ama, bir tek şey söyledim...

‘‘Karımı burada görürsem, ırzına geçtiğinizi varsayarım... O zaman cesedimi çıkartın buradan... Yoksa, kedi-köpeğinizin dişisini, kancığınızı, eşinizi, ailenizin kadın kısmını yakın korumaya alın... Sağ çıkarsam, demokrasi ve hoşgörüye sizin ailenizin de ihtiyacı olacak...’’

Üzgünüm, kendileri şimdi hayatta değil...

* * *

Ecevit seçimi kazandı. Albay Y.S. yönetimindeki ‘‘Yurttan Sesler Korosu’’nun, Mamak Muhabere Okulu içindeki Keçikıran Tepesi'nde konuşlanmış Mamak Radyoevi'nden çoğumuz tahliye olduk, bir kısmımız beraat bile etti.

Ama, TİP de kapatılmıştı, MNP de...

* * *

Aradan çeyrek yüzyıl geçti.

Bir yazı yazdım, bazı çevrelerin tehditlerine máruz kaldım...

Bu yazıyı yazmayacaktım. Ama, üç-dört yıl önce yazdığım bir yazı yüzünden, eşim bazı çevrelerce tehdit edilince, yapmadığım bir şeyi yaptım, alttan aldım...

Alttan alırken, özür dilerken bir tek şey söyledim...

‘‘Gün gelir, demokrasi ve hoşgörüye hepimizin ihtiyacı olur...’’

Kendi popomu, eşimin namusunu kurtarmak için...

* * *

Gün geldi, çattı. Demokrasi ve hoşgörüyü ‘‘nalıncı keseri’’ gibi kendilerine yontanlar, ‘‘312’’ rakamının reddine, düşünce özgürlüğüne, demokrasi ve hoşgörüye sığındılar. 312 kalksın...

İnsanın düşünmesini, düşündüğünü söylemesini kısıtlayan, ‘‘69’’ gibi, ‘‘31-2’’ gibi cinsel çağrışımlı anayasa ve TCK maddeleri değişsin...

* * *

Türk Ceza Kanunu'muzu Mussolini İtalyası'ndan aldık.

O tarihlerde, İtalyan faşistleri Alman nazilerine domalmıştı.

Kendi ceviz aklımızca eklemeler, katkılar, değişiklikler yaptık.

312 değişsin isteyenlere, demokrasiye ve hoşgörüye ihtiyacımız olduğunu yeni öğrenenlere tavsiyemdir.

312'yi bugünkü şekline kavuşturanın, bu hále getirenin, başımıza tebelleş (veya debelleş) edenlerin, 1981 anayasasını iteleyenlerin kim olduğuna baksınlar...

Değişiklik tarihi (ve şimdiki háli) 7.1.1981'dir.

12 Eylül'ün uzantısı, çıkıntısıdır. Ta kendisidir.

Yazarın Tüm Yazıları