TRİBÜNLER, coşkusunu ve heyecanını sahadaki futbolculara da aşılayınca, ‘kazanma hırsı’ farklı bir Beşiktaş yarattı.
Hemen bir örnek sunabilirim... Pancu’nun bir frikik atışı, Bodo savunmasından geri döndü. Ve bir kontratak olarak Beşiktaş kalesine yöneldi. Pancu, 40 metrelik bir kovalama sonucu, kaybettiği topu kendi ceza alanı önünde yakaladı... Ve olası bir tehlikeyi giderdi.
Bu, Beşiktaş’taki kazanma hırsının dolu dolu bir göstergesiydi.
Özellikle doksan dakikayı aynı duygularla oynayan birkaç isim daha sayabilirim... Sağ kenarda müthiş bir hevesle koşan ve her atağı kovalayan A.Hassan... Solda, olağanüstü bir efor harcayan ve genelde her topu olumlu kullanan İbrahim Üzülmez. Savunmada Çağdaş Atan ve İbrahim Toraman...
Her biri oyunun genelinde varlıklarını hissettirdiler ve diğerlerini de ateşlediler.
* * *
Beşiktaş, oyunun hiçbir bölümünde ilk maçta yakaladığı 1-1’lik skorun arkasına saklanmadı. Hep hücumu ve rakip kaleyi düşündü.
Öyleyse, beklenen golün gecikmesinin kaynağı neydi?
Beşiktaş, sahanın her bölgesinde gösterdiği hırsı, rakip ceza alanında ‘beceri’ gibi önemli bir özellikle birleştiremedi.
Del Bosque’nin ikinci yarıya John Carew’i oyundan alıp Tümer Metin ile başlaması... Ve İbrahim Akın’ı çıkartıp Sergen Yalçın’ı sahaya sürmesi, Beşiktaş’ın ‘beceri noksanlığını’ gidermek için yaptığı doğru tercihlerdi.
Şimdi bir soru tekrar gündeme gelebilir... Tümer Metin-Sergen Yalçın bu takımda birlikte oynar mı? Derin bir yoruma girmiyorum. Ancak, dün gece birlikte oyuna ve Beşiktaş’a getirdikleri kaliteyi yazmadan da geçmeyeceğim.
Üstelik, Del Bosque’ye de Tümer’i haftalarca neden kenarda beklettiğini özür dileyerek soracağım.
* * *
Ve John Carew... Oyunun ilk 45 dakikasında forma giydi. Rakip ceza alanında bir konu mankeni gibi ağır adımlarla dolaştı. Hareketsiz ve cansızdı... Rakip savunma üzerinde baskı yapmadı. Kenarlardan gelen ortalara gerekli hamlelerde hep gecikti. Topla buluştuğu pozisyonlarda düşüncelerini ayaklarına uygulatacak çabukluk yoktu Carew’de...
Böyle bir John Carew Beşiktaş’a ne yarar sağlayabilir? Herhalde, bu soru da kısa bir zamanda Beşiktaş’ın gündemine gelecek. Ve Carew tartışılacak...
Yine bir soru... Carew’in durumu Beşiktaş’ı yeni bir santrfor arayışına, yeni bir transfer girişimine sürükler mi?
Bu da Beşiktaş yönetiminin gündemine düşecek ve tartışılacak olası bir konu...
Ve UEFA’da Beşiktaş’ın bir üst tura geçmesi, Del Bosque’nin durumunu etkileyecek mi? Yani, ‘gitti-gidiyor’ gözü ile bakılan İspanyol hoca, bu galibiyetin getirdiği coşku ile Beşiktaş’taki görevini sürdürecek mi?
Beşiktaş yönetiminin vereceği bu tarihi kararı da merakla bekliyorum...