100. yılında yakaladığı şampiyonluk için F.Bahçe’yi kutluyorum. Ülkemizde iki takım 100. yılında şampiyonluk gururu yaşadı. İlki Beşiktaş idi, şimdi Fener...
Ve bu hafta sıcağı sıcağına gelen G.Saray-F.Bahçe derbisinin heyecanı yön değiştirerek, bir başka hedefe saplandı. Bir soru akılları karıştırıyor...
Ali Sami Yen’deki derbide G.Saray, şampiyon F.Bahçe’yi alkışlayacak mı?
Hani, İngiltere’de Chelsea’nin şampiyon Manchester United’ı alkışladığı gibi, G.Saray da F.Bahçe’yi Ali Sami Yen’de alkış seline boğacak mı?
G.Saraylı futbolcular, maç öncesi seremonide böylesine fair-play’lik bir tablo yaratırlarsa, Türkiye liglerinde bir ilke de damga vuracaklar.
Herkes gibi heyecanla bekliyorum. Ve biliyorum ki, böyle bir jest ezeli rekabeti ebedi dostluğa dönüştürür!
* * *
Ve Ali Sami Yen’den çıkarak, hemen şampiyonun yuvası Kadıköy’e dönüyorum. Bağdat Caddesi cıvıl cıvıl. Sokaklar renk cümbüşü. Ve şampiyonluk şarkılarında her makamın tatlı nağmeleri Kadıköy’ü inletiyor.
Yine de şampiyonun evinde geçen sezonun bilançoları ve yeni sezonun planları yapılıyor. Ve sorular birbirini kovalıyor...
F.Bahçe, Zico ile bir sezon daha geçirir mi?
Şampiyonluk gururu yaşayan bir takımın teknik direktörü için gündeme taşınacak bir soru mu? Eğer yer ve mekan F.Bahçe ise, benzeri bir soru her sezon sonu için geçerlidir.
Daum, F.Bahçe’de 3 sezon geçirdi. İlk 2 yıl ardı ardına şampiyonluk yaşattı F.Bahçe’ye... Üçüncü yıl ise, şampiyonluğun nasıl kaçtığını biliyorsunuz!
Yine de işitmediği laf kalmadı!
Belki de o dönemlerde ülke liginde böylesine bir başarı kriterine ulaşan hiçbir teknik adam, Daum kadar eleştiri almadı. Ve kırık Avrupa karnesi, Daum’un olumlu yönlerini bir anda silip unutturdu.
Şimdi de Zico... O da az laf işitmedi, az hırpalanmadı. Ve diğerleri gibi o da tartışılıyor...
F.Bahçe aile meclisi, yani yönetim ve F.Bahçe camiası, Zico’ya onay verirse, Brezilyalı hoca F.Bahçe’de kalır.
Yoksa, Zico da yolcular kervanına katılır. Artık F.Bahçe, milyon dolarlara patlayan pahalı kadrolarına Avrupa’da bir koltuk arıyor.
Bunu başaramayan teknik adam, bundan böyle F.Bahçe’de bir sezondan fazla kalamaz!
* * *
ŞAMPİYONUN rengi belirlendikten sonra Beşiktaş ile G.Saray’da ikincilik sıkıntısı başladı. İşin manevi yönü bir tarafa, ortada 10 milyon dolarlık bir pastanın parasal değeri iştahları kabartıyor.
İkinci olan takım, yeni sezonda Şampiyonlar Ligi’nde oynama şansını da yakalayacak.
Bu arada Beşiktaş’ta yaşanan olaylar kafaları karıştırdı. Tigana çıkıp F.Bahçe derbisi öncesi Beşiktaş’tan ayrılacağını söyledi.
İnönü’de şampiyonluk maçına çıkacak bir takıma bu laf söylenir mi?
Sonra insanın kanını donduran bir haber ortalığı birbirine kattı...
Tigana takımı sabote etti!
Ve ardından bu kez Jean Tigana’nın müthiş iddiası...
Beşiktaş’ı arkadan vuran isimleri tek tek başkan Yıldırım Demirören’e söyledim!
Gel de çık işin içinden. Ve Beşiktaş bu boğucu demeçlerin ardından gittiği Bursaspor maçında rezalet bir oyun sergiledi.
Ruhsuz-korkak ve ilgisizdi.
Hiç savaşmadan teslim olan bir ordu gibiydi.
Şimdi merakla bekliyorum. Yeni sezonda bu orduyu kim toparlayacak? Hangi teknik adam bu sorumluluğun altına girecek? Gerçekten merakla bekliyorum.
* * *
VE pastanın diğer ortağı G.Saray, Beşiktaş’ın yenildiği bir haftada Sivas’ta bıraktığı puanlara yanıyor.
Uzatma dakikalarında yediği gole G.Saray’da herkes üzüldü. Ama Erik Gerets sadece üzülmedi, küplere bindi.
Belçikalı hoca yeni sezonda da yine G.Saray’ı çalıştırırsa, bazı kafa futbolcuların canını yakacak. Maç sonrası verdiği demece bir bakalım. Bu sözler neyin habercisi...
Dostluk-arkadaşlık başka, iş ve sorumluluk başka. G.Saray’ın başarısı sözkonusu ise, bazı arkadaşlarımız sezon sonundaki eleştirilere de katlanmalı.
Sezon sonundaki kıyımın ciddiyetini anlatabilmem için, Gerets’in şu sözlerini de yazıya eklemek istiyorum...
Son dakikada yediğimiz gol beni çok üzmedi. Ama korkunç kızdırdı!