Tümer gerçeği

AĞIR ve renksiz oyundan sıkıldığım dakikalardı... Kalemi elime aldım, her iki takıma eleştiriye yönelik kelimeleri önce kafamda şekillendirmeye başladım.

Ve birden Tümer'in ayağından çıkan ve füzeyi andıran volenin şiddetiyle irkildim. Bu gol, ilk 45 dakikanın tek ve alkışlanacak güzelliğiydi...

Şimdi diğer dakikalara geçiyorum ve oyunun genelindeki Beşiktaş'ı bilgilerinize sunuyorum...

Kanatlardan sorunlu. Khlestov ve Ahmet Yıldırım'ın ağır stilleri özellikle ilk yarıda Beşiktaş'ın hücum hevesini etkiledi. Kenarları çabuk kullanamadılar ve bu bölgelere hareket getiremediler. Çabaları daha çok savunmaya yönelikti.

Yine ilk yarıda Baya oyunun en çok topla buluşan adamıydı. Ancak, bu topları gerektiği gibi servise sokamadı. Daha doğrusu, koştuğu kadar iş yapamadı, üretken değildi.

MÜTHİŞ TEKNİK

Tümer, Evren
'in yakın markajını tekniğiyle kırdığı pozisyonlarda Beşiktaş'ı rakip kaleye taşıdı. Top, onun ayağında değer kazandı. Bu da Tümer gerçeği.

Her hücumda Ahmet Dursun-Stavrum ikilisi kolayca rakip savunmanın markajına teslim oldular. Bir ara Stavrum'un topla kaç kez buluştuğunu saymaya kalktım... Bir elin beş parmağından eksikti.

Savunma, Malatyaspor'a pozisyon vermedi. Fantaziye kaçmadılar, basit oynamayı yeğlediler... Ali Eren, bu bölgenin en sağlam adamıydı. Ronaldo, kaçan topları iyi kontrol etti.

Oyunun son 15 dakikasında Beşiktaş'ın temposu iyice düştü. Daum'un, Ahmet Dursun'u çıkartıp, oyuna Ümit'i alması, skoru koruma isteğinin bir göstergesiydi.

Belki de doğru bir düşünce biçimiydi. Çünkü, üç puan Beşiktaş için çok önemliydi. Gelecek haftaların değer kazanması, Malatya'dan alınacak üç puanla orantılıydı.

Tabeladaki 1-0'lık kısır skor, pek sevimli gözükmese de, F.Bahçe maçı öncesi Beşiktaş'a için büyük bir moral kaynağı idi.
Yazarın Tüm Yazıları