BEŞİKTAŞ, oyunun ilk 14 dakikalık bölümünde iki sarı kart gördü. Stres, sanki Beşiktaş’ın gırtlağını sıkıyordu. Geçen her dakika ve geciken gol de oyun bütünlüğünü etkiliyordu Beşiktaş’ın.
Bir gol her derde devaydı!
Sağ kulvarda iyi veya kötü de oynasa Serdar Özkan’ın varlığı ile Beşiktaş kolayca hücuma çıkıyordu. Sol kulvar sanki boş ve izbe bir köşeydi.
Bazen Bobo buralara giriyor, zaman zaman da savunmadan kopup gelen İbrahim Üzülmez iş arıyordu.
Adeta tek kanat oynuyordu Beşiktaş. Ama çabuk ve akıllı oynadın mı, tek kanat da yetiyor. Beklenen golde Serdar Özkan’ın tek hareketle Bilal Aziz’den sıyrılışı... Yusuf’a çıkarttığı pas... Ve Şimşek’in müthiş volesi...
Sivas’ta Yusuf Şimşek’in, Tello’ya attırdığı golün bir kopyasıydı!
* * *
VE golün ardından Ali Turan’a çıkan kırmızı kart... Beşiktaş’ın stresini de korkularını da alıp götürdü. Aklıma geldikçe hep gülerek anacağım. İkinci yarının ilk dakikasında Bobo’nun bomboş kaleye kaçırdığı fırsat, bir galibiyetin erken habercisi olabilirdi. İki adımdan nasıl dışarı vurdu. Şaşırıp kaldım!
Bobo, kolay pozisyona giriyor. Sezgileri de hiç yanıltmıyor Bobo’yu. Koşacağı yeri biliyor. Ancak, yakaladığı fırsatlarda sanki bir hacı ağa. Cömertçe harcıyor.
Mustafa Denizli’nin, Serdar Özkan ile Holosko değişikliğindeki zamanlaması... Ve Holosko’nun hücum performansı Beşiktaş’ı etkin bir kimliğe taşıdı. Ancak, Beşiktaş oyunu sanki diken üzerinde tamamladı. Yusuf Şimşek’in akıl dolu paslarında harcanan fırsatlar ve bir kaza golünün ürpertisi hep tedirgin etti Beşiktaş’ı.
* * *
BEŞİKTAŞ savunması oyunun genelinde hatasız oynadı. Rakibe sadece tek pozisyon verdi.
Kötü oynayan yoktu Beşiktaş’ta. Ancak bazılarını isimleriyle anacağım. Örneğin; İbrahim Toraman, İbrahim Üzülmez ve Ernst... Bu üç isim oyunun genelinde üstün bir performans sergilediler. Bu nedenle onları diğerlerinden ayırıyorum. Söylediğim gibi Beşiktaş’ta dün gece kötü oynayan yoktu. Ama yine de taraftarın performansı Beşiktaş’ın oyununu ikiye katladı.