BUZ gibi bir hava... Titreyerek stada girdim ve koltuğumun kenarına adeta büzülerek oturdum. Erken bastıran kara kış fena yakalamıştı İstanbul’u. Gözlerim hemen boş tribünlere takıldı. Onbinlere oynayan Beşiktaş, geceyi bir-kaç bin seyirci ile geçirecekti. Berbat hava Beşiktaş’ı İnönü’de yalnız bırakmıştı.
Oysa yanılıyordum... Maç başladıktan sonra geçen dakikalarda bir gerçeği hemen hissettim.
Ne suratıma çarpan kar taneleri ne de kemiklerimi donduran soğuk...Hiç biri değildi Beşiktaş’ı tribün yalnızlığına iten.
Berbat oyun ve ardı ardına gelen kötü sonuçlar taraftarı da bıktırmıştı.Ve o büyük ve güçlü koro, artık şarkıları ile Beşiktaş’ı coşturmuyordu.
Oyun başladıktan bir süre sonra, tribünlerin futbolculara yönelik bir öfkenin sesleri de bunu adeta doğruluyordu...
Bu tribünleri sizler bu hale getirdiniz!
* * *
TRİBÜNLERİ çıldırtan Beşiktaş’ı bir süre izledim. Ve gördüklerim, Tigana’nın zor bir işe soyunduğunu anlatır gibiydi...
Doğruları ve yanlışları tek tek not aldım. İşte Beşiktaş’ın iki yüzü...
Beşiktaş’ta herkes hevesle atağa koşuyor. Ve Beşiktaş rakip kale önünde kalabalık bir hücum mangası oluşturuyor.
Ancak, hücuma koşanların karşı atakta geri dönüşleri bir facia. Rakip takım, Beşiktaş orta alanında, baskı ve pres gibi caydırıcı hiçbir direnişle karşılaşmadan kolayca kaleye yöneliyor.
Dün gece ne Kleberson ne de Koray Avcı bu bölgenin sorumluluğunu gerektiği gibi taşıdılar.
Tümer Metin ile Ahmet Hassan ise, Beşiktaş’ın yediği golden sonra daha çok rakip kaleyi ve hücumu düşündükleri için orta alana gerekli desteği sağlayamadılar.
Ve savunma, arkasına atılan her topta inanılmaz hatalar yaptı, rakibe pozisyon rahatlığı verdi. İbrahim Akın ile Çağdaş beklenen performanstan uzaktı.
* * *
BEŞİKTAŞ, bunca hücum hevesine karşın, bilinçli bir organizasyon oluşturmakta sıkıntılar yaşadı.
Ailton oyunda kaldığı sürede hiçbir etkinlik gösteremedi. Ve Beşiktaş, bu golcü ile olumlu bir diyalog kurmayı hala beceremedi. Hiç abartmadan söylüyorum, Ailton’un ayağına değen top sayısı bir elin beş parmağını geçmedi.
İbrahim Akın, ayağına gelen her topu kötü kullandı. Ali Tandoğan ile son 25 dakikada oyuna giren Okan Buruk’un farklı performansları da Beşiktaş’ı kurtarmaya yetmedi.
Şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi? Taraftarın Beşiktaş’ı neden terkettiği!