Dillerine doladılar. ‘1.5 yılda 29 futbolcu transfer etti’ diye. 17 futbolcuyu çaresizlikten sıfır maliyetle aldığını söylemekten niye kaçınıyorlar. Abdullah’ın, Baliç’in ve benzer transferlerin ardında bu gerçek gizli değil mi?
KONUŞACAĞI günü herkes gibi merakla bekledim.
Oysa, o hep G.Saray etiğine saygı ile yaklaştı ve konuşmadı.
Damarına bastılar, çıldırttılar...
İnsaf sınırlarını aştılar... Başarı belgesini bir iki laf ve kalemde karalayıp yırttılar.
Kızdı mı?
Gözleri yuvarlarından fırladı. Kaşını oynattı, dudaklarını ısırdı...
Basit bir galibiyeti şişirdi, büyüttü, geleceğe umut yelkenleri açtı.
Oysa, bu kadronun G.Saray'ın beklentilerine yanıt vermeyeceğini herkesten iyi biliyordu.
İstifa çığlıkları bile onu konuşturamadı.
Bir gün konuşma hakkını kullanacak Terim. Mutlaka kullanacak...
Gerçekleri haykıracak, birileri ile hesaplaşacak.
O günü sabırla bekliyor.
Ben beklemeyeceğim. Bildiklerimi, gördüklerimi ve duyduklarımı yazacağım.
G.Saray'daki Fatih Terim gerçeğine biraz da olsa yaklaşacağım.
Ve Terim'in üzerindeki sis perdesini aralamaya çalışacağım.
* * *
1- G.Saray'a 1.5 yılda 29 futbolcu geldi. Terim, bu 29 futbolcunun 12'si ile zaman diliminde yollarını ayırdı. Şimdi, bir yanlış değerlendirmeyi gündeme taşımak istiyorum. Dedikodulara kulak vermeyin. Tam 17 futbolcunun G.Saray'a transferi sıfır maliyetle gerçekleşti. Söylendiği gibi milyon dolara değil...
2- Sadece Brezilyalı Felipe G.Saray'a 3 milyon dolara maloldu. Diğerlerinin ücreti 300 ila 500 bin dolar arasında değişiyordu.
3- Terim, hazırladığı her transfer listesinin, son sıradaki futbolcusunu almakla yetindi. Liste başı hiçbir futbolcunun transferi gerçekleşmedi. 3 veya 4.sıradaki futbolcunun yanına bile yaklaşamadı. Mesleğinin son dönemini yaşayan futbolculara sarılmasının nedeni başka ne olabilirdi?. Abdullah, Baliç ve benzerlerinin transferinin ardında, hep bu gerçekler gizli değil miydi?
4-Her ucuz transferde bir mucize aradı Terim... Ya tutarsa!
Ancak, o da bu işin zorluğunu biliyordu. Ama ekonomik koşullar, onu bir mucizenin peşinden maceraya sürükledi.
5-Kimileri Terim'in kariyerini bile tartışmaya başladı. İyi futbolcu seçemediği gündeme geldi. Aldıklarını geri gönderdiği eleştiri konusu oldu.
6-Böyle düşünenlere hatırlatmak isterim. Milan, sadece Rui Costa'nın transferi için 46 milyon dolar ödedi. Uyum sağlayamadığı için gözden çıkarttı.
7-Her şeyi sıfır bütçe ile başarmak zorundaydı. Böyle bir bütçe ile hem G.Saray'ı iddalı kılacak, hem futbolcusunu motive edecek hem de taraftarı tribünlere çekecekti.
8-Üzerindeki ağır sorumluluğu hafifletecek hiçbir olanağa sahip değildi. Teknik, ekonomik ve de sosyal açıdan eli kolu bağlıydı.
9-Oysa, bu konuda Beşiktaş ve F.Bahçe olağanüstü rahattı. Amaçladığı her transferi gönlünce bitiriyordu. G.Saray böyle bir yarışta yoktu. Yarışmaya kalksa da hemen saf dışı kalıyordu. Bir kenara itiliyordu. Okanç Koç ve Ahmed Hassan'ın transferinde olduğu gibi.
10-G.Saray'ın ekonomik yapısı, Terim'in sosyal yaşamını bile etkiledi. G.Saray'ın mali sıkıntılarla boğuştuğu bir dönemde Terim, herhangi bir eğlence merkezinde eğlenemezdi. Dostları ile bir restaurantta başbaşa yemek yiyemezdi. Çünkü, laf olurdu, dedikodusu yapılırdı. Terim'in sosyal yaşantısı değişti, sosyal özgürlüğü de sınırlandı.
11--Ve Terim'i, Cristoph Daum ve Lucescu gibi yabancılarla kıyaslamaya başladılar. Ne kadar yanlış bir değerlendirme... Onlar, her türlü özgürlükte koşarken, Terim, konuşma hakkını bile kullanamıyordu.
12-Sustukça üzerine geldiler. Oysa, Terim susmanın bir erdemlik olduğunu anlatmak istiyordu. Sorunları, G.Saray camiasının dışına taşırmak istemiyordu. Anlamayanlar, ‘Terim istifa’ diye bağırıyordu.
13-Olimpiyat stadı ayrı bir sorundu. G.Saray’ın puanlarını tek tek yiyiyordu. Maçlar Ali Sami Yen'de oynansaydı, G.Saray ilk yarıyı herhalde 5.sırada bitirmezdi. Bu bir tahmin değil. Futbolcuların yakınmaları bunu açıkça doğruluyordu.
‘‘Hocam bu stadda oynamaya ayaklarımız gitmiyor. Ne yapsak, oyuna motive olamıyoruz. Gerçek performansımızı gösteremiyoruz. Burası bizi yiyip bitiriyor.’’
14-Terim'in üzerindeki baskı, işin en kötü yönüydü. Sen Fatih Terim'sin. Her koşulda başarıyı yakalarsın. Bu ülkede ‘‘İdol’’sun.
Tüm camia böyle düşünüyordu. G.Saray'ı kurtaracak tek kişi gibi görüyorlardı Terim’i... Bu da Terim'i psikolojik açıdan etkiliyordu.
15-O, hala susma hakkını kullanırken, ben bir konuda eleştiri özgürlüğümü hatırlayarak, Terim'e bir soru yönelteceğim...
Acaba, işin başında bazı ilkeleri belirleseydi...
Ve rakamsal başarıların peşinde koşmayarak...
Genç bir kadro, yeni bir nefesle yeni bir G.Saray'ın yapısına ilk harcı atsaydı...