BEŞİKTAŞ, İnönü’de 3 gol atıyorsa, Samsun maçının son dakikalarını sürpriz bir gol korkusu yaşamadan geçirmeliydi.
Ve skoru bir ara 2-0’ın rahatlığına getiriyorsa, farka koşacağı bir oyunu hiç zorlanmadan bitirmeliydi.
Dün gece Beşiktaş’ta bir şeylerin eksikliğini yine hissettim. Ya Rıza Çalımbay’ın, kafasındaki oyun şablonu Beşiktaş’a uymuyor... Ya da bu çocuklar, henüz birlikte oynamanın ve bir sistem içinde koşmanın olgunluğuna ulaşamadılar.
Oysa, Beşiktaş’taki çok yönlü futbolcular, bir sistemin oluşmasını kolayca uygulayacak düzeyde.
Okan Buruk gibi sahanın her noktasına basan bir savaşcı ile mücadele ediyorsan... Kleberson gibi disipline, çabuk oyun ve tek pasa özen gösteren bir adama sahipsen...
Sergen Yalçın ile Tümer Metin gibi iki yıldızı değiştirerek oynama lüksünü yaşıyorsan...
Sahada Youla koşarken, kenarda Ailton gibi bir golcün bekliyorsa... İbrahim Akın gibi oyuna girdiği an, hemen skora yönelik bir performans sergileyecek farklı bir futbolcun varsa...
Üstelik, A.Hassan gibi rakip savunmayı didikleyen ve oyuna yüreğini koyan kaliteli bir ‘joker’i elinde tutuyorsan...
Bu futbolculardan oluşan bir takımın daha farklı bir performans sergilemesi gerekmez mi?
İşte bunu anlamakta zorlanıyorum. Ve söylediğim gibi Beşiktaş’ta bir şeylerin eksikliğini hissediyorum. Dün gece olduğu gibi.
* * *
BEŞİKTAŞ’ta iki futbolcu arasındaki uyum ve birlikte oynama rahatlığı dikkatimi çekti. A.Hassan’ın, Youla’nın yanına yaklaştığı pozisyonlarda Beşiktaş, rakip savunma duvarını kolayca delebiliyor. Ve A.Hassan’ın ayağından çıkan her top, Youla’yı pozisyona koşturuyor. A.Hassan, dün gece belki de sezonun en pozitif futbolunu oynadı. Oyundan alınışını anlayamadım... Youla’nın oynadığı her maçta, A.Hassan mutlaka yanında olmalı.
Ve lafı dönüp dolaştırıp savunma bloğuna getireceğim... Her biri yine farklı özellikler taşıyan futbolcular. Ancak, sağlıklı bir savunma düzeyine ulaşamadılar.
Sanki, birbirini hiç tanımayan bir savunma ailesi... Samsunspor’un ilk golü bir frikik atışından gerçekleşti. Yani duran top, Beşiktaş ceza alanına süzüldü. Samsunsporlu Adnan, yükselip kafayı vurdu. Ne adam paylaşımı, ne de pozisyon disiplini... Hiçbiri yok...
Açıkçası, dünkü Beşiktaş’ta, Malmö maçının tadını bulamadım. Demeyin ki, Malmö’de şahane oynayan da bu Beşiktaş değil miydi?
O maç bir onur maçıydı. Bu da Beşiktaş’taki bazı şeylerin eksikliğini gözardı etmemeli...