MAÇ öncesi yanıma yaklaşan bir taraftarın sözleri hala kulaklarımda dalgalanıyor... Henüz 15 veya 16 yaşlarındaydı. Öfke ve sitem dolu kelimelerle Beşiktaş'ı yargılıyordu. Herkese kızgın ve dargındı. Yönetime, teknik kadroya ve futbolculara...
Her birine kafasına göre göndermeler yapıyordu. Önce futbolcuları ince kıyım haşlıyor, oradan Daum'a atlıyor ve öfkesini yönetime kadar taşıyordu.
Bir ara göz göze geldik... Beni de kısık ve alaycı bakışlarla süzdükten sonra içindeki zehiri bir çırpıda suratıma doğru fırlattı...
‘‘Buraya neyi yazmaya geldin Allah aşkına. Yazılacak ne kaldı?’’
Genç taraftar, beni de Beşiktaş ailesinin içine çekerek, öfkesinden bir paragraf da bana ayırıyordu...
* * *
Maça girdim ve sahada koşan Beşiktaş'ı bir süre izledim... Hiç de çekici gelmedi...
Şampiyonluk umutlarını bitirmiş, ikincilik şansını Fenerbahçe maçında yitirmiş, amaçsız Beşiktaş'ı niye izleyecektim. Aklım sokaktaki gencin sözlerine takılmıştı. Öyleyse, onları kelimelere dökmeliydim. Neler istiyordu bu genç Beşiktaşlı?
BEŞ TRANSFER LAZIM
Elinin beş parmağını adeta gözümün içine sokarak, Beşiktaş'a gerekli transfer sayısını canlı canlı anlatmaya çalışıyordu. Ve diyordu ki...
‘‘Bize beş sağlam adam gerekli beş...’’
Yönetimden, koşullar ne olursa olsun kaliteli transfer bekliyordu. Ve beklentisine bir de tehdit yapıştırıyordu...
‘‘İstediğimiz Beşiktaş yoksa, seneye biz de tribünde yokuz.’’
Pascal Nouma'yı hala unutamadığını söylüyordu bu genç. Ve İlhan Mansız'ın yanında yeni sezonda mutlaka Pascal'ı görmek istediğini yüksek sesle haykırıyordu. Genç taraftar, tribünlerin de aynı doğrultuda düşündüğünü laf arasına sıkıştırıyordu.
Ve Daum'dan da çok farklı bir davranış bekliyordu. Eğer, yeni sezonda kaliteli bir kadro ile çalışma olanağı bulamazsa, baştan tavır almasını, sonra mazeretler üretmemesini istiyordu.
Bunları yazarken zaman zaman kafamı kaldırarak oyuna bakıyordum. Tabeladaki skor beni hiç ilgilendirmiyordu. Yalnız tribünlere koşan başkentli taraftarların özlediği Beşiktaş'ı seyredemeden stadı terk etmelerine en az onlar kadar üzülüyordum.