Tanıyamadım

Beşiktaş'ın ilk yarı performansı için yazacak kelimeler arıyorum...

Düşündükçe, aklıma gelen rakamlardan sıkılıyorum. İlk kornerini ancak 20. dakikada atan, rakibi korkutacak hiçbir atak girişimi geliştiremeyen ve Şenol'un kalesine tek şut gönderemeyen bir Beşiktaş...

Herkes gibi devre arasında bunun nedenlerini aradım. Berbat bir zeminin Beşiktaş'ın teknik üstünlüğünün yarısını alıp götürdüğünü kabulleniyorum.

Top kontrolünün zorlaştığı sahada, Beşiktaş'ın riskli oyundan kaçışını da hoşgörülü karşılıyorum.

Ancak, düşük tempo ve hareketsiz oyunu ile 45 dakika rakibin egemenliğine sadece kalesini koruyarak karşılık veren bir Beşiktaş portresini de, hiç beğenmiyorum. Ve yine ilk yarıda Ronaldo'nun dışında 3 yıldızlık bir başka Beşiktaşlı da bulamıyorum.

ÜRKEK DÜZEN

Oysa, böyle bir gecede Tümer farklı özelliklerini devreye sokabilirdi. Daha aktif düşünerek, Beşiktaş'ın hücum duygularını yüreklendirebilirdi. Daum, 70. dakikada sağ kanada aldığı Tamer'de belki de hücuma yönelik bir kükreyişin kıvılcımlarını arıyordu. Ancak, o da öncelikle hatasız bir oyunu yeğlediği için bu kanada istenilen hücum zenginliğini getiremiyordu.

Beşiktaş dün hiçbir özelliğini ateşleyemedi, sahaya yansıtamadı. Ve rakibi korkutacak hiçbir girişimi gerçekleştiremedi. Çok düşündüm, işin içinden çıkamadım. Beşiktaş'ın temposu ve oyun kurgusu, sanki tek puan üzerine planlanmış, tasarlanmış ürkek bir düzenin sahaya yansımasıydı. Her şeye karşın, savaşan ve rakibi sindiren, hilesiz bir özveriyle oynayan Beşiktaş'ı maçın son dakikasına kadar ısrarla bekledim. Boşuna beklemişim, seyrettiğim takım, tanıdığım Beşiktaş'a hiç benzemiyordu.
Yazarın Tüm Yazıları