BEŞİKTAŞ genelde oyunun ilk 45 dakikalık bölümünde işi ağırdan alıyor. Hani, maraton koşan atletler gibi... Nefesini ve gücünü idareli kullanıyor. Oyunu ve rakibi fazla zorlamıyor. Dün gece de böyleydi!
Bobo, boş alanlara koşarken, Beşiktaş’ın ağır tempoda yan ve geri pas oynaması ne kadar saçmaydı. Kanatlar bir başka alemdi...
Soldan İbrahim Üzülmez’in geliştirdiği atakların hiçbiri etkili bir ortaya dönüşmedi. Her kanat atağı köşeye sıkışıp kaldı. Neredeydi sağ kanadın o afacan çocuğu Serdar Özkan... Ricardinho mu? Yine tribünlere oynadı. Bir şey söyleyeyim mi...
Paşa, artık sıkmaya başladı!
Yine de Beşiktaş’ın huyunu bilenler, heveslerini ikinci yarıya sakladılar. Ben ise, devre arasında Ertuğrul Sağlam’ın ne gibi değişiklikler yapacağını beklemeye başladım...
* * *
İlk yarıda sadece tek pozisyon heyecanı yaşayan tribünlerin de beklentileri vardı.
Yeni transfer Federico Higuain’i sahada görmek istiyorlardı. Yükselen seslerde onun ismi geçiyordu.
Ertuğrul Sağlam ikinci yarıya farklı bir yorum getirdi... Hücuma daha kalabalık bir manga gönderdi. Bir ara baktım... Sağda Mehmet Yozgatlı, solda İbrahim Akın... Ortada Bobo ile Delgado... Ve Beşiktaş dört forvetle rakibe çullanıyor.
Koca 45 dakikayı eli belinde uyuşuk adımlarla dolaşan Ricardinho da kızakta... Yerinde Serdar Özkan oynuyor.
Bu değişiklikler sahaya farklı bir Beşiktaş getirdi. Ardı ardına yaratılan pozisyonlar oyunun rengini değiştirdi.
İlk yarıda rakibe 3 net pozisyon rahatlığı veren Beşiktaş, geliştirdiği her atakta bir gol fırsatı yakaladı.
Bunlardan birini değerlendirebilirdi. Örneğin, 70. dakikada Bobo’nun kafasına gelen orta, net bir gol pozisyonuydu. Bobo’nun topu auta atması ise, koca bir beceriksizlikti...
* * *
Ve Ertuğrul Sağlam, son hamleyi yaparak Federico Higuain’i oyuna aldı. Isınana kadar da oyun bitti.
Israrla söylüyor ve yazıyorum. Beşiktaş, kazanma hırsını... Yüksek tempo hevesini... 90 dakikanın geneline yaymadan oyunun büyük bir bölümünü boşa harcarsa, kaybedilen puanlar asla bir sürpriz gibi yorumlanamaz.
Beşiktaş kaybettiği iki puana üzülüyor. İnanıyorum ki, Kayserispor da kaçırdığı olası bir galibiyetin hüznünü yaşıyor!
Maçı izleyenler pozisyonları gözlerinde bir kez daha canlandırsın. Kayserispor da en az Beşiktaş kadar oyuna orta değil miydi?