Soruyorum

BEŞİKTAŞ'ın oyuna Sergen-Tümer ikilisiyle başlaması, Lucescu'nun skora yönelik yürekli ve kararlı bir davranışıydı...

Pancu gibi çok koşan ve savaşan adamını kenara çekip, geniş bölgelerin sorumluluğunu Tümer'e bırakmanın başka bir anlamı olabilir mi? Üstelik iki kenar adamı Okan ile İbrahim'i F.Bahçe yarı alanında özgürce koşturan Lucescu'nun hücum ağırlıklı planı derbinin sürpriziydi.

İlk yarının 20 dakikalık bölümünde oyunu soğutarak, F.Bahçe'nin erken bir gol hevesini ve hızını kesti. Ve bu geçiş döneminde savunma ile orta saha bütünleşmesi rakibe, özellikle Serhat ile Tuncay gibi iki çabuk ve süratli adama koşacak alan bırakmaydı.

Hooijdonk, Ronaldo'nun kontrolündeydi...

Giunti ile Tayfur'un orta sahadaki tempolu oyunu da devreye girince, Beşiktaş ilk 45 dakikayı rakibe hiç pozisyon vermeden tamamladı.

* * *

Sergen'
in frikik golü anlatılacak gibi değil. Topu, sanki eliyle kalenin üst köşesine bıraktı. Bu gol, Beşiktaş'ın, F.Bahçe'yi tüm hatları ile teslim alması için bulunmaz bir fırsattı. Moralsiz Fener'i yıkmanın ve dağıtmanın tam zamanıydı.

Ancak, tam tersi gerçekleşti... F.Bahçe'nin yarattığı 15 dakikalık müthiş fırtına, Beşiktaş'ın tüm dengelerini alt üst etti. Disiplinden koptu, sahayı ve kontrolü F.Bahçe'ye kaptırdı.

Soruyorum ve bir yanıt arıyorum... Bu dakikalarda acil bir değişiklik gerekli değil miydi? Fizik açıdan F.Bahçe'nin şahlandığı, Beşiktaş'ın sindiği dakikalarda sallanan orta saha için yeni bir kan gerekmez miydi?

Pancu'yu, oyuna almak için 75. dakikaya kadar beklemenin bir gereği var mıydı? Bu dakikalarda Lucescu'yu aradım. Beşiktaş'ı, bu kaostan çekip kurtaracak Luca'yı... Sanki, onun da eli kolu bağlanmıştı.

Dün geceyi düşünüyorum... Beşiktaş, hiçbir oyunda, rakibin 15 dakikalık rüzgarı ile tüm değerlerinden kopup uzaklaşmadı.

Ve hiçbir oyunda rakibin bir anlık kükreyişi ile panikleyip, ardı ardına iki şok gol yemedi.

Her şeye karşın Beşiktaş'ın, Saracoğlu Stadı'nda aldığı tek puana büyük değer biçenler çıkabilir. Ancak ben, aynı görüşte değilim. Rakibin bir kaç dakikalık rüzgarına teslim olmamalıydı Beşiktaş. Ve öne geçtiği bir derbide aklını ve avantajını kullanarak, böyle bir fırsatı kaçırmamalıydı. İşte, bunun için tek puana sevinenlere katılmıyorum...
Yazarın Tüm Yazıları