Paylaş
Şampiyonlar Ligi trenini kaçırmanın artçı depremleri sürerken, bu büyük acının yaralarını sadece Kayseri’den alınacak üç puan dindirebilirdi.
Bunu da beceremedi Skibbe!
Bir mucize mi bekleniyor Alman hocadan?
Yoo... Sadece taktiksel açıdan elindeki kadroyu gerektiği gibi kullanmasını istiyorlar Alman hocadan...
Başka?
Bir de ilk onbirde doğru seçim bekliyorlar.
Skibbe, Kayseri’de beklenenlere ne ölçüde yanıt verdi, sağı solu biraz kurcalayalım. Söylenenlere ve yazılanlara bir göz atalım. Diyorlar ki...
G.Saray, şampiyon olmak istiyorsa bazı riskleri göze almalı.
Nasıl alacak bu riski?
Lincoln gibi, Milan Baros gibi etkili isimlerle oyuna başlayarak... Ve Ümit Karan gibi bir golcüyü oyunda tutarak...
Ve bir başka görüş...
Skibbe, forveti ikileseydi, maçı alırdı!
Bunu da sormuşlar Skibbe’ye, centilmenden şöyle bir karşılık gelmiş...
Ümit Karan sakatlıktan yeni çıktı. Baros daha dün geldi. Tam hazır olacağımız anı bekliyoruz. Çift forvetle oynayacağımız günler de gelecek.
Ve taraftar da özlemle gelecek o günleri bekliyor...
Beklerken, ben yine yazılan ve söylenenleri gündeme getirmek istiyorum...
G.Saray’da takım disiplini yok. Her futbolcu kafasına göre oynuyor!
Ve bir de öneri var...
Birileri Skibbe’ye söylesin. G.Saray ülke sınırları içindeki her maçı üç puan için oynar. Bu korkaklık niye!
Benim de söyleyeceğim bir şey var...
G.Saray’ın İtalyan kalecisi De Sanctis, 32.dakikada o gollük topa o nefis kurtarışı yapmasaydı... Skibbe’yi bizlerin elinden ilahlar bile kurtaramazdı.
Öyle değil mi!
Yazıyı bağlamadan deneyimli teknik adam Mircea Lucescu’nun gözüme ilişen bir görüşünü de hemen aktarayım. Diyor ki...
Sağlıklı bir değerlendirme için ilk 5-6 haftayı beklemek gerek.
Sevgili Lucescu benzeri sözleri Beşiktaş’ın 100. yılında bana da söylemişti...
Ve Beşiktaş o sezon şampiyon olmuştu!
* * *
VE gündem yaratan bir başka konu...
F.Bahçe maçında Belediyespor’un oyundan atılan iki futbolcusuna kesilen ceza hala tartışılıyor.
Ancak, Metin Depe’nin gördüğü kırmızı kart için tüm hakem hocaları aynı görüşte birleşti.
Süleyman Abay doğru kart çıkardı.
Peki, Abay’ın iki sarı karttan Serhat Gülpınar’ı oyundan atmasına ne dediler?
Abartılı ve yanlış karar.
Bu tartışmalar hep sürüp gidecek. Ve gelecek haftalara taşacak. Yine geçen hafta iki pozisyon için gelen sayısız telefonun çığlıkları, servisimizi adeta çınlattı. Diyorlar ki...
Güiza, Belediye maçının hakemine niye sarı kart göstermiyorsun diye hareket yapıyor. Ses yok. Aynı şeyi Ayhan Akman, Kayseri maçında yapıyor. Hemen sarı kart. Bu çelişki niye?
Hakemdir, o da insandır!
Bazı fanatiklere böyle söylemeye kalktım, işitmediğim laf kalmadı.
* * *
BAKALIM, önümüzdeki haftalar kimleri gündeme taşıyacak. Yine çekinmeden söyleyebilirim...
Önce hakemler.
Sonra?
Sonra mı, hakemler kadar teknik adamlar da aynı tepki ve korku ile yaşayacak. Her hata onları da gündeme taşıyacak. Ve alınacak her kötü sonuç, peşinden aynı soruyu getirecek...
Bu kadar transfer, bu kadar para boşuna mıydı!
Bu soruyu ve taraftarın tepkisini üç puanın ötesinde hiçbir güç önleyemeyecek.
Ne güzel bir oyun, ne fair-play, hiçbir şey üç puanın değerine ulaşamayacak!
Bir yenilgide Avrupa şampiyonu Aragones’e suç dosyası hazırlanacak. Ertuğrul Sağlam sorguya çekilecek, Ersun Yanal dillere düşecek.
Ve bizler elimizde kağıt-kalem bir katliamın hesabını yapacağız...
Kaç teknik adamın işine son verildi!
Hakemlik zor iş. Ama teknik adamlık da kolay değil.
Parası için bu eziyet çekilir derseniz, bir şey söyleyemem.
Ancak, hakemler neden bu işkenceyi çekerler... Bu yaşa geldim, hala anlamış değilim!
Paylaş