Şimdi sıra bende

Malatyaspor'un yeni çalıştırıcısı, ‘‘Yıllarca emek vererek yakaladığım şu güzel ismin, Şifo'nun yıkılışına izin vermeyeceğim. Bu alemde yeni bir yüz olacağım. Lucescu'nun elinde Beşiktaş tarihinin en geniş kadrosu var. Avrupa'da tur atlamalıydı’’ dedi.

BELEK'te fırtınalı bir gün... Rüzgar, sanki elinde bir kırbaç, Topkapı Oteli'nin duvarlarını dövüyor.

Lobinin bir köşesinde eski bir dost, Şifo'yu görüyorum...

Bakışıyor ve konuşuyoruz...

- Sevgili Şifo, dünya ne küçük.

‘‘Kalpler bir olunca, daha da küçülüyor sevgili abiciğim.’’

Ve bir söyleşi başlıyor iki eski dost arasında...

‘‘Malatyaspor'la bir haftadır kamptayız. Lige koşan, savaşan ve kupaya göz diken bir takım hazırlıyorum.’’

- Hayırlısı Şifo. Önce kendini anlat?

‘‘İşime dört elle sarıldım. Biliyor musun, bu ülkede iki yerli teknik adam, mesleğinde belirli bir çizginin üzerine çıktı. Taştı adeta...’’

- Kim bunlar?

‘‘Biri Fatih Terim, diğeri Mustafa Denizli.’’

- Anlat Şifo, dinliyorum...

‘‘Herkes, yıllardır gündemi bu iki teknik adam üzerinde yoğunlaştırıyor. Ben, yeni bir yüz yeni bir çehre olmak istiyorum.’’

- Dilerim, başarırsın...

‘‘Elim mahkum. Futbolcu olarak belirli bir yerlere geldim. Şimdi, herkes merak ediyor. Şifo, teknik adam olarak neler yapacak.’’

- Merak ediyorum Şifo.

‘‘Kaybetmeyeceğim, yenilmeyeceğim. Yıllarca emek vererek yakaladığım şu güzel ismin, Şifo'nun yıkılışına izin vermeyeceğim. Yeni bir yüz yeni bir çehre olacağım.’’

***

- Şifo, gel biraz maziye dönelim. Hani, ne diyorlar, nostaljik takılalım...

‘‘Beşiktaş'tan mı konuşalım?’’

- Neler düşünüyorsun Lucescu için?

‘‘Elinde, Beşiktaş tarihinin en geniş kadrosu var. Bu kadro ile ligi götürür. Ama Avrupa'da bir üst tura çıkmalıydı.’’

- Kötü şans... Son saniye golü bir yığın emeği alıp götürdü.

‘‘Öyle oldu. Şans faktörü, bu işte etle tırnak gibi... Şans, omuz vermezse bir yerlere tırmanamazsın.’’

- Şifo, ikinci yarının 5. haftası için neler düşünüyorsun?

‘‘Ne var 5. haftada?’’

- Beşiktaş, Malatyaspor'un konuğu olacak. Ne yapacaksın?

‘‘Elbette yenmek için tüm birikimlerimi seferber edeceğim.’’

- Bir soru sevgili Şifo. Maç bitti, kazandın ve evine gittin. Kendinle başbaşasın. Yatağa uzandın, derin bir nefes aldın. İçin ‘‘cız’’ eder mi?

‘‘Beşiktaş, benim gönlümün takımı. Bir yerlere gelebildiysem... Adımın başına bir lakap alabildiysem... Bunların her biri Beşiktaş'ın bana armağanı.’’

- Evet Şifo, daha soruma yanıt vermedin. İçin ‘‘cız’’ eder mi?

‘‘Yeter abiciğim, konuşturma beni.’’

***

- Bir soru daha. Ilie için düşüncelerin?

‘‘Onu G.Saray'dan tanıyoruz. Klas adam, iyi ve yararlı bir transfer.

- Hep tartışıldı. Şifo-Sergen yan yana oynar mı diye?

‘‘Oynadık ve şampiyon olduk.’’

- Sergen-Tümer yan yana olur mu?

‘‘Niye olmasın. Futbol, kalite adamlarla oynanır.’’

- Peki, şimdi bir teknik adamsın. Samimi bir yanıt bekliyorum. Şifo-Sergen ve Tümer'i kendi takımında yan yana getirir miydin?

‘‘İçlerinden biri sakat değilse, ayakları yere basıyorsa, bu üçlüyü yan yana getirmeyene ne derler...’’

- Anlıyorum Şifo. Sana yeni görevinde başarılar diliyorum. Ve bu alemde yeni bir yüz yeni bir çehre olarak görmek istiyorum.
Yazarın Tüm Yazıları