Ricardinho!

BAKIŞLARIMI herkes gibi Ricardinho’ya yönelttim. Oyunun teknik-taktik yönü kimseyi ilgilendirmiyordu.

İnönü’ye koşanlar da benzeri düşünceler içindeydi. Ve Ricardinho’dan beklediğim performansı, daha doğrusu güzellikleri oyunun ancak son 20 dakikasında yakaladım.

Brezilyalı yıldızın oyuna ve çevresine ısınma süresi bir hayli uzadı. İlk 45 dakikada pek görünmedi Ricardinho. Bir lider kimliğinde değildi. Tribünleri ayağa fırlatacak, arkadaşlarını pozisyona koşturacak bir kimlik sergilemedi. Sadece iki topuk hareketinden alkış aldı.

Oysa, ne diyordu Ricardinho... Asist yapmak karekterime çok uyar!

İşte söylediği asistleri yapamadı. Beşiktaş’ın orta sahadaki başıbozuk düzenine ve pozisyon kısırlığına çare bulamadı.

Ayrıca, Delgado ve Ricardinho’nun birlikte yer aldığı bir orta sahanın, böylesine yüksek bir top kaybı ile oynamasına herkes kadar şaşırdım.

* * *

JEAN TİGANA, son 45 dakikaya Kleberson’u da alarak başladı. İşte Ricardinho’nun da farklı bir kimliğe bürünmesi, Kleberson’un gelişi ile başladı.

Gariptir, Delgado’nun oyundan alınmasından sonra Ricardinho’nun oyuna katkısı daha fazla hissedildi. Hele son 20 dakikada klasından çarpıcı örnekler sundu.

Şimdi bir soru... Ricardinho hazır mı?

Belki bugün için değil. Ancak, kısa bir süre sonra uyum ve fiziksel sorunlarını gidermiş gerçek bir lider izleyeceğiz. Oyunun son 20 dakikasında bu sinyaller geldi Ricardinho’dan...

Ve Beşiktaş için çok önemli bir not... Beşiktaş, Ricardinho ve Delgado, hatta Kleberson’un gibi ustaların varlığına karşın Nobre’den hala beklenen verimi alamıyor.

Oyun süresince Nobre’ye atılacak stiline uygun bir pas bekledim. Ve Nobre’nin sahadaki yalnızlığına acıdım. Hangi öldürücü bölgeye koşsa, passız kaldı, eli boş döndü.

Açıkçası Beşiktaş, Nobre’yi gerektiği gibi kullanamıyor!

Bu da çözüm bekleyen en önemli sorun...
Yazarın Tüm Yazıları