Diyorlar ki... Fransa’da Platini, Hollanda’da Kluivert, Türkiye’de Sergen Yalçın nasıl seviliyorsa, ülkesinde İliç de futbolseverlerin ilahıdır. Sahada her şeyi zekası ile halleder. 200 lig maçında 98 gol attı.
SASA İLİÇ... Boy 1.78 yaş 28. Partizan ve Sırbıstan Karadağ Milli Takımı’nın kaptanı. Orta saha oynuyor. İliç’in imzayı attığı gün telefona sarıldım ve DHA İspanya muhabiri Mehmet Çiftçi’yi aradım. Sanki, telefonumu bekler gibiydi... Hemen daldı konuya.
İliç’i mi soracaksın?
Celta Vigo’da kötü bir sezon geçirmiş. Neler söyleyeceksin sevgili Mehmet.
Öyle değil abiciğim.Sadece 6 ay oynadı. Sonra Celta küme düştü. Bu da İliç’in şöhretini etkiledi.
Biraz daha açar mısın? yani, Celta küme düştü, İliç’in de adı kötüye çıktı?
Yoo, adı hiç de kötüye çıkmadı.
İspanyol gazeteciler İliç için neler söylüyor?
Ve bir gün sonra Mehmet Çiftçi, İspanyol gazetecilerin ortak görüşünü içeren bir not geçti. Diyordu ki...
Her biri övgü ile söz ediyor İliç’ten...Celta küme düşmeseydi, İliç, İspanya’da devam ederdi.Ve belki de bir büyük takıma giderdi. Pas yüzdesi yüksek bir futbolcu.
Başka?
Egoist değil, asist özelliği mükemmel.
Yine İspanya notları arasına sıkışan bir cümle ilgimi çekti...
Her şeyi zekası ile halleder!
***
SASA İLİÇ dosyasına değişik bilgiler toplamak için istihbaratı genişlettim. Ve bir menajeri aradım...
Balkan ülkelerinde geniş bir futbolcu pazarına sahip Tarık Yalçın ile konuştum...
Yalçın’ın bir değerlendirmesi İliç’in yaşadığı ve etkilendiği bir sorunu tüm detayları ile anlatıyordu...
Kafasını Yugoslavya savaşlarına takmasaydı, şimdi Avrupa’nın en önemli takımlarından birinde oynardı!
Bu sözler gerçekten çok önemliydi ve savaş İliç’in yaşamını alt üst etmişti.
Yalçın daha sonra bir benzetme yaptı. Dedi ki...
Fransa’da Platini, Hollanda’da Kluivert, Türkiye’de Sergen ne ise, Partizan’da da İliç odur!
Ve bir şey daha ekledi Tarık Yalçın...
Kafasında hala İtalya ve İspanya var. G.Saray’da iyi bir performans gösterirse, bu özlemini gerçekleştirmek isteyebilir.
***
İLİÇ orta saha oynuyor. Ancak, zekası ile gol bölgelerine gözle kaş arasında kolaylıkla sızabiliyor.
İki ayağını da kullanması İliç’i avantajlı kılıyor. Partizan takımında attığı goller bunun en çarpıcı örneği... İşte İliç’in geçen sezon performansı...
22 maç 16 gol!
Bir orta saha oyuncusu için büyük başarı. Daha doğrusu, gol krallığına oynayan futbolcuların bile güç ulaştığı bir rakam.
Ayrıca, 1999-2000 sezonunda 32 maçta 17...2000-2001 sezonunda 30 maçta 19 gol...İliç, her sezonu iki rakamın üzerinde bitiriyor.
İliç, sadece bir orta saha oyuncusu değil. Skoru etkileyen bir forvet.
Şimdiye dek oynadığı 200 lig maçında rakip filelere 98 gol bırakmış!
***
DİYORLAR Kİ ... İliç, güçlüdür ve her yere ayak basar.
Doğru ama eksik söylüyorlar... İliç, gole yönelik aksiyonlarda hırslıdır, pozisyonu sonuna dek kovalar.
Ancak, geri dönüşlerde aynı hevesi ve arzuyu bulamazsınız İliç’te...Topu kaptırdığı yerde, rakibe basar. O an boğuşur ama sonrasına karışmaz. Rakip kaçarsa, arkasından seyreder.
Yine de Partizan Kulübü alt yapısından yetişmesi, onun kişiliğine sınırlı da olsa, bazı sorumluluklar yüklemiştir. Yenilgiyi kolay kolay kabullenmez. Özelliklerini sonuna kadar zorlar.
Ve bir şüphe...
İspanya’ya gitmeden önce, İliç bir sakatlık geçirmiş.
Bu konuyu da araştırdım. Ancak, sağlıklı bir bilgi alamadım. Geçen sezon Partizan’da başarılı bir performans gösterdiğine göre, polemik yaratacak bir konu değil.
Partizan’dan ayrılışı en çok başkan Nened Bijekoviç’i etkiledi. Başkanın sözleri, İliç’e duyulan sevginin en çarpıcı örneği...
Papanın ölümünde bile bu denli üzülmedim. Sanki, oğlumu kaybettim!
***
Ve İliç’i tanımlayan bir kaç not daha...
Oynadığı oyunun tadını çıkarır. Ve tribünlere coşku taşır.
Bu transfer, Eric Gerets’in isteği doğrultusunda gerçekleşti. Sistemine ve oyun şablonuna uygun bir futbolcu olduğunu düşünerek aldı İliç’i... Onu nasıl kullanacağı herhalde kafasında şekillenmiştir.
Ben sadece şunu söyleyeceğim...
Partizan takımı İliç’e göre oynuyordu. G.Saray’da ise İliç, Gerets’in sistemine göre oynayacak.
Bu, İliç’te bir baskı yaratır mı?
Bunu da oynadığı zaman göreceğiz.
İliç, baskıyı pek sevmez de...
***
SASA İLİÇ’i bir de sevgili Mustafa Denizli’ye sordum. Teknik yönlerini anlatırken, İliç’e duyduğu hayranlığı kolaylıkla sezinledim.
Sevgili Denizli dedi ki...
İliç’in kafasında iki şey vardır.
Nedir hocam?
Gol attırmak ve atmak
Ve diğer özelliklerini de anlattı sevgili Denizli...
Oynadığı bölgeyi sürekli kateder ve ceza sahasına girmeyi sever. Oyunu geriden gözlemler, kanat topları ile buluştuğu noktalarda tehlikeli bir futbolcu.
Hocam, G.Saray iyi bir transfer mi yaptı?
Elbette.Ben F.Bahçe’yi çalıştırırken 3 futbolcu istemiştim.Biri Kezman, diğerleri İviç ve İliç. Dediler ki...Bu 3 futbolcuyu birden isterseniz, burada ihtilal çıkar.Sadece birini verebiliriz.
Ve Denizli şöyle noktaladı konuşmasını...
Süper Lig’e çok renkli bir futbolcu geldi. Zevkle izleyeceğiz.