OYUN başladı, kafamı ve bakışlarımı Ricardinho’ya kilitledim. Onun ayağından çıkacak toplar ve paslar Beşiktaş’ı hücumda farklı bir kimliğe taşıyabilirdi.
Ve Paşa’nın oyun etkinliği Beşiktaş’ın bu zorlu deplasmanda alacağı sonucu da etkileyebilirdi. Ayrıca, Ricardinho’nun kötü deplasman karnesini de biliyordum. İstanbul’dan çıkınca, huy ve karakter değiştiriyordu. İnönü’den aldığı keyfi, deplasmanlarda bulamıyordu.
Ürkek ve korkak oynuyordu Rico Paşa! Bunları düşünerek, geçen her dakika daha da yoğunlaştırdım bakışlarımı... Koca doksan dakikada Beşiktaş’ı ateşleyecek, hücuma koşturacak ve Paşa gibi oyunu yönlendirecek bir Ricardinho’yu hem bekledim, hem de aradım...
Maç sonrası açıp istatistiklere baktım... Ne bir şut ve ne de yaratıcı bir pas. Silik, amaçsız ve bitkin adımlarla dolaşan bir Ricardinho... Oysa, Beşiktaş Paşa’sından neler bekliyor neler!
* * *
BEŞİKTAŞ’ın kazanma hevesi ve hırsına dil uzatamam. Her biri doksan dakikayı savaşarak tamamlıyor. Dün gece de böyleydi.
Ancak, oyunun diğer değerlerini de yakalamadan, sadece koşmak maç kazanmaya yetmiyor. Bu gerçek Antep’te net bir biçimde hortladı.
Beşiktaş, pozisyonsuz oyunda hep bir şans golünün peşinden koştu. Bunu da uzatma dakikalarında yakaladı. Her zaman böyle olur mu!
Serdar Özkan, Beşiktaş’ın en etkili adamıydı. Pozisyonsuz oyunda takımını rakip kaleye taşıyan ataklar yaptı. Ama çabasını pozisyonla bütünleştirecek bir ortak bulamadı Serdar’cık...
Oysa, Nobre bu çocuğun niyetini biraz anlayabilse, çektiği pozisyon sıkıntısından kurtulabilirdi!
Dün gece bir gerçeği bir kez daha yaşadım. Beşiktaş, gol yollarında nefes almakta zorlanıyor. Yeni transfer Federico Higuain’in göstereceği, performans Beşiktaş’ın sıkıntılarını ne ölçüde giderecek, göreceğiz... Federico’yu bir santrfordan çok iyi bir forvet gibi yorumlamanın daha doğru olacağını söylüyorlar. Bu da düşündürüyor insanı...
* * *
ERTUĞRUL Sağlam, Kasımpaşa maçından sonra basın toplantısında şöyle konuşmuştu...
Bir daha Beşiktaş’ı böyle kötü oynarken görmeyeceksiniz!
Bunu söyledikten sonra sadece bir haftalık bir süre geçti. Dün gece maçın bitiminden sonra Sevgili Sağlam’ın bu sözleri aklıma geldi. Düşündüm, taşındım... 90 dakikayı bir kez daha gözlerimde canlandırdım... Beşiktaş’ın güzel oynadığını hatırlatacak hiçbir pasaj aklıma gelmedi. Yine de Beşiktaş’ın kazanma hırsı, son anda maçın skorunu değiştirdi. Bu da Beşiktaş’ın en güçlü silahı değil mi!