BEŞİKTAŞ'ın derbide giydiği kostüm, alışılmış bir Lucescu klasiği idi...
Kenarları Kaan Dobra ve İbrahim'le kapatmıştı Lucescu. Bu bölgeden Ali Güneş ve Tuncay ile gelişecek atakların, Beşiktaş'ta yaşatacağı sıkıntıları iyi hesaplamıştı.
Ve Lucescu, savaşı orta sahaya çekerken, bu bölgeyi de çok adamla kapatarak, F.Bahçe'ye oynayacak alan bırakmıyordu. Tayfur-Yasin ikilisinin hemen önündeki Tümer ile Pancu da bu bölgenin kontrolünden sorumlu idi... İlk yarının sürpriz olayı, Fatih'in 16. dakikada gördüğü kırmızı karttı. Dengeler bir anda bozuluyordu...
Lucescu, ilk yarının bitimini beklemeden Yasin'in yerine Ahmet Dursun'u alırken, Beşiktaş'a da hücum kostümü giydiriyordu. Ahmet Dursun, İlhan Mansız'ın yanında ikinci bir santrfordu. Ve kanatlardaki İbrahim ile Kaan Dobra bu yeni düzende ve hücuma çıkışlarda daha özgürdü...
***
Pancu'nun 27. dakikada kaçırdığı fırsat, ilk 45 dakikanın unutulmayacak pozisyonuydu. Ve Abdullah'ın, Kaan Dobra'yı yıkışı da Ali Aydın'ın gözünden kaçan tartışmasız bir penaltı olayıydı...
Korktuğunu düşünemiyorum Ali Aydın'ın... Neden atladığına da bir neden bulamıyorum. Sergen'in yokluğunda Tümer daha çok topla buluşma ve oynama fırsatı yakaladı. Ağır saha koşullarına karşın, teknik becerisini zorlayarak ve fizik savaşından kaçmayarak tempoyu ayarladı... Ahmet Dursun'a yarattığı gollük pozisyon dört dörtlüktü.
***
Beşiktaş'ta, Ronaldo'suz savunmanın göstereceği performans, bir bakıma derbinin kaderini belirleyecekti. Zago, oyunun genelinde Ronaldo'nun yokluğunu hiç hissettirmedi. Risksiz oynamayı yeğledi, fantaziye hiç kaçmadı.
Lucescu, Tolga ve Ahmet Yıldırım ile Zago'nun çevresinde ördüğü savunma çemberi ile bu bölgede yaşanacak her tehlikeyi kesip attı...
Beşiktaş'ta kötü oynayana rastlamadım. Ancak, Tümer, İbrahim ve Zago'nun gösterdiği performansı da herkes gibi beğeni ile izledim.
Lucescu mu? Tartışmasız derbinin kralıydı. Beşiktaş'ı hiç riske atmadan ve oyunun kontrolünü rakibe kaptırmadan Kadıköy'den 3 puan çıkardı. Boşuna konuşulmuyor... 100 yılın en iyi transferi.