Sakaryaspor'un 11. dakikada attığı golü gülümseyerek geçiştirenler, ilk yarının bitimi ile birlikte, bir şüphe ve korkunun sarsıntısına kapılıyorlardı.
Bir ara sağıma soluma kulak verdim, işin ciddiyetini kavrayanlar birbirlerinde ürpertici bir sorunun yanıtını arıyorlardı...
‘‘Yahu, Beşiktaş'ın Türkiye Kupası'nda Lüleburgaz'a elendiği maçın tarihini hatırlıyor musunuz?’’
Korku bacayı iyice sarmıştı. Üstelik kötü oynadığı ilk yarıda 3 gollük pozisyonu Sertan, İlhan Mansız ve Mehmet Aksu ile cömertçe harcıyordu. Artık ikinci yarıyı daha ciddi düşünmenin zamanıydı. Orta sahanın oyunu yönlendirmesi ve Beşiktaş ataklarına bir etkinlik getirmesi gerekliydi. Ancak, Ümit Bozkurt, İlhan Şahin ve Mehmet Aksu'dan oluşan gençler grubu, bu alanda beklenen performansı gösteremiyordu.
FENER'İ YENEBİLİR Mİ?
İlk yarıda çift santrforla oynayan Beşiktaş'ta İlhan Mansız-Sertan ikilisi, çok adamla kapanan Sakarya defansı arasında adeta boğuluyordu. Yandan gelen şişirme ortalar da rakip savunmanın işini kolaylaştırıyordu.
İkinci yarıda sahada Ahmet Dursun vardı. Sonra Bayram girdi. Ama genç Tunç'un sağbekte ne işi vardı, bir anlam veremedim.
Beşiktaş'ta disiplin kaybolmuştu ve herkes kendi kafasına göre oynuyordu. 71.dakika korkuların durulduğu andı. Ahmet Dursun'un golü ile nefes alan Beşiktaş, uzatma dakikalarında İlhan Mansız'ın golü ile yaşama dönüyordu.
Maçtan sonra benden şöyle bir soruya yanıt isteyenler vardı...
‘‘Beşiktaş, bu oyunla Pazar'a Fener'i yenebilir mi?
Benim yanıtımı beklemeden lafa karışanlarsa, şöyle bir savla konuyu kesip attılar...